Vaftiz, İsa’nın takipçilerini öğrenci yetiştirmeleri için görevlendirdiği uygulamalardan biridir (Mat. 28:18–20). Ayrıca Pentekost’ta müjdenin vaaz edilmesinin merkezinde yer almaktadır.
(Elç. 2:38) Kısacası, Hristiyanların vaftiz edilmesi gerektiği fikri Hristiyan inancının merkezinde almaktadır. Burada şaşırtıcı olan şey, İsa’nın kendisinin vaftiz edilmiş olmasıdır. Yani vaftiz, sadece İsa’nın takipçilerine yapmalarını emrettiği bir şey değil, aynı zamanda kendisinin de yaşadığı bir deneyimdi.
Vaftizin, ‘günahlarını itiraf eden’ insanlarla birlikte (Mat. 3:6), tövbeye eşlik eden (Mat. 3:2) ve ‘yaklaşan gazaptan kaçınmanın’ aracı olarak (Mat. 3:7) tanımlanması bizleri düşündürebilir. Çünkü bu tanım, Yeni Antlaşma’da İsa hakkında anlatılan, bakireden doğması (Mat. 1:19–25), günahsız olması (2 Ko. 5:21; İbr. 4:15), kusursuz biçimde itaatkâr Oğul olması (İbr. 5:8–9; Yu. 17:4), Tanrı özüne sahip olmasına rağmen, yüceliğini bir kenara bırakarak beden alması (Flp. 2:5-8) ve Baba Tanrı’yı hoşnut etmesi (Mat. 3:17) gibi gerçeklere uymuyor gibi görülebilir. Ancak İsa, vaftiz edilmesinin doğru ve uygun olduğunu belirtir (Mat. 3:15). Bütün bunlar bizi önemli bir soruya götürüyor: İsa’nın neden vaftiz edilmesi gerekiyordu?
İsa’nın vaftiz edilmesi gerekiyor muydu?
Markos ve Luka, İsa’nın vaftiz edilmesine değinir, ancak bu soruyu gündeme getirmez (Mar. 1:9–11; Luk. 3:21–22). Yuhanna, İsa’nın vaftiziyle ilgili olaylara değinmez, ancak şu vurguda bulunur: Tanrı’nın Ruhu, İsa’nın üzerine indi ve O’nu Tanrı’nın Oğlu olarak meshetti (Yu. 1:32-34). Yalnızca Matta, yeni bir konuyu gündeme getirmiştir. Yahya’nın kendisi İsa’yı vaftiz etmekte tereddüt ediyordu. Çünkü İsa’nın sadece tövbe edip günahlarını itiraf etmeye gelen sıradan biri olmadığının farkındaydı. Yahya, ”Benim senin tarafından vaftiz edilmem gerekirken, sen mi bana geliyorsun?” (Mat. 3:14) sorusunu yöneltti. İsa’nın verdiği karşılık hem sorumuzu yanıtlamada hem de Matta’nın teolojisinin önemli bir yönünü ortaya koymada öğreticidir. İsa, ”Şimdilik buna razı ol! Çünkü doğru olan her şeyi bu şekilde yerine getirmemiz gerekiyor” dedi (Mat. 3:15).
Bu cümle, “yerine getirmek” ve “doğruluk” olarak iki önemli kelimeyi içermektedir. İsa, Tanrı’nın tövbe etme isteğine (tüm kalbiyle Tanrı’ya adanmış olarak dünyada yaşamak) boyun eğmek için gerekli olan doğruluğu uygulayarak Tanrı’nın itaatkâr Oğlu rolünü yerine getirmektedir.
Günahsız bir adamın tövbe etmesi gerekir mi?
Bunu anlamak için bazı faktörlerin incelenmesi gerekir. Öncelikle, Matta’daki “doğruluk” kelimesi, Tanrı’nın iradesine, doğasına ve gelecek olan krallığa uygun olan tüm insani davranışı ifade eder. Elçi Pavlus bu kelimeyi farklı şekillerde kullanmıştır, ancak Matta’nın kullanımı, Eski Antlaşma’daki yüreğin derinliğinden gelen Tanrı’ya itaatkarlık duygusu için daha özgüdür. Yahya’nın vaftizine boyun eğen İsa, Tanrı’nın iradesini kusursuz bir şekilde yerine getiren iyi ve itaatkâr Oğul olduğunu beyan etmiştir.
İkincisi, ‘tövbenin’ ne anlama geldiğini anlamalıyız. Kutsal Kitap’ta tövbenin anlamı geniştir. ”Tövbe edin! Göklerin Egemenliği yaklaşmıştır” (Mat. 3:2; 4:17) çağrısı, değerlerimizi, alışkanlıklarımızı, sevgimizi, düşüncemizi ve davranışlarımızı farklı bir anlayışa göre yeniden şekillendirmek için acil bir davettir. Kısacası, tövbe, ‘Öğrenci olmak’ demektir. İsa’nın tövbe etmesi, günahları itiraf ettiği anlamına gelmez. İsa’nın tövbe etmesi, kendini Tanrı’nın yeryüzündeki iradesine tam olarak boyun eğdiği anlamına gelir. Böylece İsa’nın Yahya tarafından neden vaftiz edildiğini anlayabiliriz.
Bakireden doğan ve Tanrı özüne sahip olmasına rağmen yüceliğini bir kenara bırakan Oğul, Baba’ya tüm kalbiyle itaat etmeyi arzular.
Tüm doğruluğun “yerine getirilmesi” demek, Matta’nın kitabının başından beri defalarca tartıştığı (Mat. 1:18–2:23) ve sonraki anlatımlarda (Mat. 4:14–16; 5:17) dile getirdiği gibi; İsa’nın Tanrı’nın dünyadaki tüm işinin gerçekleşmesidir. O, Tanrı’nın tüm kurtarış işinin nihai hedefi ve tamamlanmasıdır. Tanrı, Yahya’yı Kralın dönüşünün son habercisi olarak gönderdi. Ve şimdi İsa buna paralel olarak gelmekte ve Yahya’nın vaftizine boyun eğerek bunu yerine getirmektedir.
Son Adem
Öyleyse İsa’nın neden vaftiz edilmesi gerekiyordu? Çünkü İsa’nın dünyanın Kurtarıcısı olma amacının merkezinde, O’nun Baba’ya olan sadık itaati yatmaktadır. O, çarmıh üzerinde ölüme kadar itaat etti (Flp. 2:8; Rom. 5:18), böylece kurtuluşumuzu sağladı.
Brandon Crowe’un yararlı bir şekilde özetlediği gibi, “İsa, müjdedeki itaati ile Tanrı’nın halkının kurtuluş nimetlerini deneyimlemesi için gerekli olan son Âdem olarak tasvir edilmiştir.” İsa’nın vaftizi, itaatkar Oğul olarak görevinin ve Tanrı’ya sadık olmanın ne anlama geldiğine ilişkin modelinin başlangıcına işaret eder.
Kilisenin devam eden vaftiz uygulaması – başka bir temel uygulama olan Rab’bin Sofrası gibi – aynı anda İsa’nın kendi eyleminin bir tekrarı ve Pentekost sonrası dönüşümüdür. İsa kendini adadığının (tüm yürekten itaatin) bir işareti olarak vaftiz edildi ve şimdi biz de onun örneğini takip ediyoruz. Aynı zamanda, kendi vaftizi, bizim deneyimimizde dönüşüme uğrar çünkü o sadece bir modelden daha fazlasıdır. Biz sadece o yaptı diye vaftiz olmuyoruz. Biz O’na vaftiz edildik ve o bizi Kutsal Ruh’la vaftiz ediyor.
Vaftizci Yahya gibi ilk başta İsa’nın neden vaftiz edildiği konusunda kafamız karışsa da şimdi İsa’nın vaftizinin, O’nun dünyadaki kurtarma işinin çok önemli bir parçası olduğunu ve her zaman hatırlanması gerektiğini görebiliriz.
Kaynakça: https://equip.sbts.edu/article/why-was-jesus-baptized/