Bundan yola çıkarak vardığı sonuçlara katılsak da katılmasak da, Peter Enns’in şu ifadesinin doğruluğundan şüphe yoktur: “Yeni Antlaşma yazarları birçok yerde Eski Antlaşma’yı kullanarak bize tuhaf gelen şeyler yapar.”1 Konunun muhafazakar uzmanları iki seçenekle karşı karşıyaydılar: Kutsal Kitap’a kendi ‘standartlarını’ dayatmak ya da Kutsal Kitap yazarlarının varsayımlarını benimsemeye çalışmak. Kutsal Kitap’a yirmi birinci yüzyıl standartlarını dayatmak açıkça ideal seçenek olmadığından, bugünkü yorumcuları bekleyen iş Kutsal Kitap yazarlarının yorumsal düşünce yapısını tanımlamaktır. Bu giderek büyüyen bir çalışma alanı olsa da, modern yorumcuların izleyebileceği bir motif geliştirme amacıyla erken dönem kilisenin yorumsal anlayışını incelemek gerekir. Bu makale, Yeni Antlaşma yazarlarının önemli Eski Antlaşma figürlerinin sözlerini Mesih’in ağzına uyarladıkları örneklerin böyle bir incelemesini sunmaya çalışacak. Amacım İbr. 2:13’ü örnek vaka olarak kullanarak bu belirli örneklerin yöntembilimini fark etmek ve ardından bu yöntemi diğer Eski Antlaşma kişilerine uygulamak.
Bu makale, bu konuyla ilgili tüm meseleleri ele alamayacak. Yeni Antlaşma yazarlarının Eski Antlaşma kullanımlarının her zaman doğru ve orijinal Eski Antlaşma bağlamlarına uygun olduğunu en baştan kabul ediyorum.2 Ayrıca, Yeni Antlaşma yazarlarının yorumlama yöntemlerinin, modern yorumcuların izlemesi gereken modeller olarak sunulduklarına inanıyorum. Buna aşağıda kısaca değineceğim, ama kapsamlı bir şekilde savunmak yerine onu tartışmasız bir şey olarak varsayacağım. Bu sınırlılıklar bir yana, şimdi bu konuyu ele alma zamanı. Öncelikle, Eski Antlaşma’nın Yeni Antlaşma’daki bu özel kullanım şeklini açıklayacağım.
Yeni Antlaşma’nın Eski Antlaşma Kişilerinin Söylediklerini Mesih’e Uygulama Şekli
Bir Yeni Antlaşma Yazarının önemli bir Eski Antlaşma figürünün sözlerini İsa’nın ağzından çıkmış gibi sunduğu belli örnekleri incelemek istiyorum. Bu sözler bildiğimiz kadarıyla, İsa Mesih tarafından yeryüzündeki hizmeti sırasında gerçekte hiç söylenmedi. Ama onun ağzından çıkmış gibi İsa’ya uyarlandığını görüyoruz. Daha iyi bir ifade bulamadığımdan, makale boyunca buna “tipolojik konuşma” diyeceğim. Bu, modern okuyucular için biraz zorlayıcı olacak çünkü Batı’da yaygın olan bir araştırma yöntemi değil. George Washington’un sözlerinin Ronald Reagan’a atfedildiğini hiç görmeyiz (internetteki montajlar dışında). Ama bu, İsa’nın ve ilk kilisenin açıkça yaptığı bir şeydi.
- Tipolojik konuşmaya örnekler. Örneğin Petrus, Davut’un “geleceği görerek Mesih’in ölümden dirilişine ilişkin” söylediklerinden söz eder (Elç. 2:31). Bunu kanıtlamak adına Petrus, Mez. 16:8-11’den alıntı yapar ve Davut’un sözlerini İsa tarafından söylenmiş gibi kullanır (Elç. 2:27-31). Pavlus da Mez. 69:9’u Mesih’in sözleri olarak kullanırken (Rom. 15:3) benzer bir yöntemi uygulamıştır. Birkaç ayet sonra Pavlus, Davut’un sözlerini (2Sa. 22:50 ve Mez. 18:49) tahta oturuşunu kutlarken İsa’nın söylediği sözler olarak yorumlar.3 Pavlus Mez. 116:10’u da İsa’nın sözleri olarak yorumlar (2Ko. 4:13). Bunun önemli bir örneğini, yazarın Mez. 40:6-8’deki sözleri Mesih’in söylediğini özellikle belirttiği İbraniler’de görürüz: “Bunun için Mesih dünyaya gelirken şöyle diyor…” (İbr. 10:5-7). Tipolojik konuşma kullananlar yalnızca Yeni Antlaşma yazarları değil. Dünyadaki hizmeti sırasında İsa, Şabat okuması sırasında Yşa. 61:1-2’den özellikle alıntı yapar ve Yeşaya’nın görevini kendisine uyarlar (Lu. 4:18-19). Açıkça olmasa da, İsa “yok yere benden nefret ettiler” derken Davut’un sözlerini alıntılar (Yu. 15:25; bkz. Mez. 35:19; 69:4). İsa çarmıhtayken de Davut’un Mez. 22:1’deki sözlerini dillendirmiştir: “Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?” (Mat. 27:46). Yuhanna, İsa’nın çarmıhta son nefesini verirken “Kutsal Yazı yerine gelsin diye” ‘Susadım’ dediğini söyler (Yu. 19:28). Muhtemelen bunlar da Davut’un Mez. 69:21’deki sözleriydi. İsa ölmeden hemen önce “Baba, ruhumu ellerine bırakıyorum” diyerek (Lu. 23:46), açıkça Davut’un 31:5’teki sözlerini uyarlamıştı. Özellikle İbr. 21:12-13’te gördüğümüz zorlayıcı örneklere odaklanmak istiyorum; burada İbraniler yazarı üç Eski Antlaşma alıntısı yapıyor. İbraniler yazarı Eski Antlaşma’dan iki paragrafa başvuruyor, ama onları üç ayrı alıntıyla sunuyor: Mez. 22:22, Yşa. 8:17 ve Yşa. 8:18. Davut’un (Mez. 22’deki) ve Yeşaya’nın (Yşa. 8’deki) sözleri, bizzat kendisi tarafından söylenmiş gibi Mesih’in ağzından söyleniyor.
- Vaka örneği olarak İbr. 2:13. İbraniler yazarının tipolojik konuşmayı nasıl kullandığını tam olarak anlayabilmek için, bağlam içerisinde işaret ettiği noktayı anlamak gereklidir. J. Ross Wagner, yorumcular arasında İbr. 2:10- 18’deki temanın “Tanrı’nın ebedi Oğlunun insanlarla olan beraberliği” olduğu yönündeki ortak görüşü dile 4 İsa ve takipçileri, ayrılamayacak şekilde birbirine bağlıdır. İsa “onlara ‘kardeşlerim’ demekten utanmıyor” (2:11). Çünkü hepsi aynı aileden (ayette: “aynı Baba’dan”).5 Kendisiyle bir olanlar için İsa, onların yalnızca önderi değil aynı zamanda temsilcisi de oluyor. Bu, Tanrı’nın Aden Bahçesi’nde Adem’e verdiği görevde ne kadar başarısız olduğunu anladığımızda, çok daha önemli görünür. Yar. 1:28’de ana hatlarıyla verildiği ve 8. Mezmur’da açıklandığı üzere, Tanrı’nın insan için olan planı, onun krallığının temsilcileri olarak yaratılış üzerinde hüküm sürmeleriydi. Adem (ve ondan sonraki tüm insanlar) bu görevi başaramadı ve bu yüzden ikinci Adem, düşmüş insanın yerine bunu başarabilmek için geçici olarak meleklerden aşağı bir konuma alçaldı. Dale Leschert şöyle yazar: “Beden alışıyla Tanrı-insan İsa, gerçek insanlığın bedene bürünmüş hali (İbr. 2:14, 17), mükemmel insan (İbr. 2:10; 4:15; 5:8) ve dolayısıyla da mezmur yazarının dile getirdiği, hiçbir insanın tam olarak ulaşamadığı hedefe tam olarak ulaşmanın tek umudu oldu.”6 Brevard Childs “İsa Mesih’te gerçek insanlık göründü” der.7 İdeal insan olarak İsa, 8. Mezmur’u gerçekleştirir ve kardeşlerini onun egemenliğini paylaşmaya çağırır (İbr. 2:5-9).8 İsa “birçok oğulu yüceliğe eriştiren” önder ya da öncüdür (İbr. 2:10). İnanlılar yalnız İsa ile olan beraberliği aracılığıyla artık hem burada hem de yeni yeryüzü ve gökyüzünde egemenlik sürebilir. İsa’ya halkının önderi olma niteliği kazandıran, onun çilesi ve ölümüydü. Dolaylı olarak bu, halkının da onu çile yolunda izlemesi gerektiğini ifade eder. Taca giden yol çarmıhtır. İsa için bu yol böyleydi ve takipçileri için de farklı olmayacak. Özetle, İsa meleklerden aşağı bir konuma alçalarak (beden alarak) 8. Mezmur’u gerçekleştirmiş, böylece yücelik ve onur tacını almıştır (tahta geçme). İnanlılar da İsa’nın halkıyla arasındaki beraberliğin sonucunda, İsa ile birlikte çile çekme ve egemenlik sürme ayrıcalığına erişmiştir. Beraberlik konseptini güçlendirmek için İbraniler yazarı Eski Antlaşma’ya başvurur.9 Bu alıntılar rasgele yapılmamıştır; yazarın işaret ettiği noktaya en uygun yerlerdir. 22. Mezmur’un ve Yeşaya 8’in, çile çekerken imana tutunma temasını paylaşması ilginçtir. İki paragraf da Tanrı tarafından reddedilme hissini ifade eder. Davut ağıdına “Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?” diye başlar (Mez. 22:1) ama kendisinden ‘yüz çevirmeyeceğinin’ eminliğiyle bitirir (Mez. 22:4). Benzer şekilde Yeşaya da Tanrı’nın ‘kendini Yakup’un soyundan gizlediğine’ inansa da, imanını ifade etmeye devam eder (Yşa. 8:17).10 Güven teması hem Mez. 22:8 (bkz. Mat. 27:43) hem de Yşa. 8:17’de bulunur. G. W. Grogan’ın vardığı şu sonuç doğrudur: “[İbraniler] mektubunun yazarı Eski Antlaşma alıntılarını sadece Mesih’e olan uygunluğu bakımından değil, aynı zamanda birbirleriyle olan bağlantıları bakımından da son derece isabetli bir biçimde ve titizlikle seçmiştir.”11İlk alıntısında İbraniler yazarı, Davut’un Mezmur’daki sözlerini alıp Mesih’in ağzına uyarlar.12 Hatta 22. Mezmur, Davut’un “ölüm” toprağına yatmasından (Mez. 22:15) ve Tanrı’nın onu diriliş kadar dramatik bir şekilde kurtarışından (Mez. 22:21) bahseder. Bu, Davut’un “Adını kardeşlerime duyurayım, topluluğun ortasında sana övgüler sunayım” diye haykırmasının nedeniydi (Mez. 22:22). İbraniler yazarı bu ayeti çarmıhta acı çeken, ama sonra yüceltilen ve kardeşleriyle birlikte sevinen İsa’nın yaşamına uygular. İsa ve halkı artık, Tanrı’nın insanlara verdiği egemenlik sürme rolünü birlikte yerine getirebilir: “Çünkü egemenlik RAB’bindir, ulusları O yönetir.” (Mez. 22:28). İsa, çile aracılığıyla halkını görkemli bir kutlamaya götürmek ve onlara önderlik etmek için meleklerden aşağı bir konuma alçaltıldı. İnanlılar Mesih’le bir kılındıkları için, onlar da çilelerinden zaferle çıkacak, yeni yeryüzü ve gökyüzünde onunla birlikte egemenlik sürecek ve sevinecektir. İbraniler yazarı İsa’ya uyguladığı iki alıntıyı Yşa. 8:17-18’den alıyor. Yeşaya 8’de Tanrı’nın halkı için karanlık bir gün resmediliyor. Kral Ahaz, Davut soyundan gelen meşru kral olmasına rağmen İsrail ve Aramlıların onu tahtta indireceği korkusu onu felç etmişti.13 Yeşaya ise halkı tarafından reddediliyordu. Tüm bunlara rağmen Yeşaya, tapınağı olarak gördüğü Tanrı’ya olan umudunu dile getiriyor (Yşa. 8:14). Yeşaya şöyle yazıyor:
“Kendini Yakup’un soyundan gizleyen RAB’bi özlemle bekliyorum, umudum O’nda” (Yşa. 8:17). O karanlık günlerin ortasında Tanrı, halkından geriye kalacakları, kurtuluşu ve yargıyı temsilen çocuklar vermişti. Oğullarından birine verilen uzun isim “Maher-Şalal-Haş-Baz” bir yargının mesajını taşıyordu çünkü “çabuk yağma, hızlı ganimet” anlamına geliyor, Tanrı’nın halkını yargılamak için Asurluları kullanacağını insanlara bildiriyordu (Yşa. 8:3-4). Diğer oğlu Şear-Yaşuv bir kurtuluş mesajı getirmişti çünkü “kalanlar geri dönecek” anlamına geliyordu (Yşa. 7:3). William Lane’in ifadesiyle Yeşaya, “imanın toplanma noktası” idi.14 Yeşaya dedi ki: “Ben ve RAB’bin bana verdiği çocuklar, Siyon Dağı’nda oturan Her Şeye Egemen RAB’bin İsrail’deki belirtileri ve işaretleriyiz” (Yşa. 8:18). İsa da yeryüzünde çile çekerken onu yaşama döndürmesi için Tanrı’ya güvenmişti. Tanrı İsa’ya da çocuklar vermişti (karş. Yu. 17:6). Öğrencilerinden oluşan bu grup ölüm vadisinden geçerken önderlerini izleyecekti. Yeşaya’nın imanının yaşadığı zamandaki küçük imanlı grubu temsil etmesi gibi, İsa da acının ortasında imanını koruyan kardeşlerini temsil ediyordu. Wagner bu kıyas noktasını şöyle özetler: “Kardeşlerinin ortasında durup Tanrı’yı överken İsa, Yeşaya 8’deki öğrencilerin tavrını örnekliyordu; onlar da kendilerine düşmanca tavır gösteren ve korku salan bir toplumun içinde yalnız Tanrı’ya güveniyorlardı.”15
İbraniler yazarı, 22. Mezmur ve Yeşaya 8’den alıntılar seçerek, inanlıların Mesih’le bir kılındığını işaret ediyor. Bu yüzden çileden geçerek onunla birlikte egemenlik sürme yüceliğine giden yolda, Mesih’i izlemeleri gerekiyor. Aynı zamanda inanlıların acı çekerken İsa’nın yaptığı gibi, sevinmeleri ve Tanrı’ya güvenmeleri de gerekli. İbraniler yazarının işaret etmek istediği noktayı göstermek için Eski Antlaşma’yı kullandığı zaten açık. Benim buradaki amacım, yazarın Eski Antlaşma sözlerini (özellikle de Yeşaya’nın sözleri) Mesih’in yaşamına dahil ederken uyguladığı yöntemi ve düşünceyi daha geniş çapta anlamak. Yeşaya 8’i İbraniler 2’ye dahil etme yöntemini ele alan pek az uzman olduğunun farkındayım. Önerimi sunmadan önce bu yaklaşımları kısaca inceleyeceğim.
Diğer Yaklaşımlar
- W. Grogan: Görevsel benzerlik. G. W. Grogan, İbraniler’deki beraberlik konsepti ve Eski Antlaşma’nın İbraniler 2:13’teki kullanımı üzerine çok sayıda faydalı makale yazdı.16 Grogan doğru soruyu soruyor: “Yazar Yeşaya’nın konuştuğu ayetleri Mesih’in çocuklarına ve halkına nasıl uygulayabilir?”17 Verdiği cevap da doğru yönü işaret ediyor: “Bu uygulamanın varsaydığı şey [İbr.] 1:1-2’de açıkça söylenen şeydir; peygamberler ve Mesih (tüm farklılıklarıyla birlikte) ortak bir görevi paylaşmışlardır: Tanrı onların hepsinin aracılığıyla konuşmuştur.”18 Grogan’a göre Yeşaya ve Mesih’in ortak görevinden, yani paylaştıkları peygamberlik rolünden dolayı Eski Antlaşma’nın bu şekilde kullanılması uygundur. Başka bir yerde, Yeşaya’nın Mesih’le olan benzerliğinin temelinde ikisinin de peygamber olmasının yattığını belirtir: “Bir Eski Antlaşma peygamberinin kullandığı dil, Mesih’e de uyarlanabilir. Yaşadığı zamanın insanları tarafından reddedilen fakat yine de etrafına öğrenciler toplayan Yeşaya ile Mesih arasında elbette belirgin bir benzerlik vardır.”19 Bu oldukça faydalı. Ama Eski Antlaşma figürlerinin sözlerini İsa’nın yaşamına uyarlamanın temelindeki mantığın bundan daha derin olduğunu düşünüyorum. Örneğin bazı kahinler ve krallar gibi hayatı Mesih’in hayatına benzer olan fakat peygamber olmayan başka Eski Antlaşma kişilerinin olduğu açıkça bilinir: (ör. Adem, Yusuf, Yeşu vb.). Grogan’a, tüm kralların ve peygamberlerin nasıl İsa’nın öncüsü olduklarını sormak isterim. Kral Saul’un hayatı (ve sözleri), Davut’unki gibi Mesih’in hayatıyla ve hizmetiyle benzerlikler taşıyor mu? Saul ve diğer tanrıtanımaz krallar Mesih’in karşı tipleri mi? Gelecek olan Mesih’in doğruluğuyla olan zıtlığı kıyaslamak ve vurgulamak için mi varlar? Tüm peygamberlerin, kahinlerin ve kralların Mesih’le benzerliklerinin olduğunu ve bu yüzden sözlerini İsa’ya uyarlamanın uygun olacağını söylemek, İbraniler yazarının ne yaptığını açıklamak için yetersiz bir yöntembilim olur.
- Ross Wagner: Konuşanın belirsizliği. Yeni Antlaşma’daki Yşa. 8:11- 18’in LXX çevirisiyle ilgili faydalı bir makalesinde J. Ross Wagner, “Tanrı’nın Mesih’te yaptığı kurtarma işini anlama ve duyurma işine yönelik İsrail geleneklerini uyarlama ve dönüştürmenin karmaşık ve dinamik sürecini” inceler.20 Wagner Yeşaya’nın sözlerini İsa’nın ağzına uyarlamanın, Yeşaya 8:17-18’i “cesur ve yaratıcı bir şekilde” yorumlamak olduğunu yazar.21 İlk kilise Yşa. 8:14 ile 28:16 arasında bir bağlantı gözlemlemiş, bu doğrultuda “sürçme taşını” Mesih olarak yorumlamışlardı (Rom. 9:33; 1Pe. 2:8; 1Ko. 1:23). Wagner’e göre İbraniler yazarı, Yeşaya’nın öğrencileriyle İsa’nın takipçileri arasındaki benzerlikleri belirterek bu yorumunu güçlendirir.22 Wagner, İbraniler yazarının “Yeşaya ve çocuklarının Mesih ve kilisesinin öncüsü olduğunu” fark etmiş olabileceğinden bahsediyor.23 Bu Wagner’in en sevdiği görüş değil, ama sonra geri döneceğimiz bir görüş. Wagner bundan ziyade, konuşanın kim olduğunu belirten ifadedeki belirsizliğin (Yşa. 8:17’nin LXX çevirisinde eklenen καί ἐρεῖ, “ve dedi ki” ifadesi), İbraniler yazarına bu alıntıyı kendi teolojik amaçları doğrultusunda yaratıcı bir şekilde uyarlamak için ihtiyaç duyduğu zemini sağladığına inanır.24 LXX’te eklenen ifadenin belirsizliği, ilk kilisenin kullanabileceği yöntemsel bir model olamayacak kadar yetersizdir. Öncelikle, İbraniler yazarının bütün yorumunun LXX çevirisinin eklediği bir belirsizliğe dayanması pek muhtemel değildir. İkinci olarak, Wagner’in önerdiği şey, Eski Antlaşma’daki önemli figürlerin Mesih’e uygulandığı benzer başka kullanımları açıklamaya yönelik hiçbir katkıda bulunmaz. Önerisini doğrudan etkilemese de, Wagner’in makalesiyle ilgili eleştirdiğim bir konu daha var. İbraniler yazarının yaptığı şeyi tarif etmek için kullandığı ifadeler bana doğru gelmiyor. Örneğin Wagner İbraniler 2:13’ün yorumundan “geleneği yaratıcı bir şekilde dönüştürmek”25 olarak bahsediyor. İbraniler yazarından bahsederken Wagner, onun “yorumsal yeniliklerini” ve “Yeşaya’nın sözlerini cesur, yaratıcı bir şekilde yeniden uyarlamasını”26 vurguluyor. Bu ifadelerle yapılan bir tarif, yorumcuyu Wagner’in kullandığı yönteme götürür. Eğer metinde konuşan kişi belli değilse, Yeni Antlaşma yazarı yaratıcılığını kullanarak orijinal metni kendi teolojik amaçlarına göre uyarlayabilir, genişletebilir ve kullanabilir. Bu tür bir yöntemle varılan sonuçlar, ilahi esinli yazarın ve kanımca insan olarak da düşündüklerinden oldukça uzak bir noktaya götürme riski taşır. İbraniler yazarı Yeşaya’ya yeni bir anlam yüklemez, Tanrı’nın ve muhtemelen Yeşaya’nın da esas vermek istediği anlamı tespit eder ve açıklar. Yeşaya’nın, hayatının Mesih’in hayatıyla olan benzerliklerini fark etmiş olması muhtemeldir. Benim önerim metni yeniden uyarlamak değil, ilahi esinin vermek istediği anlamları açığa çıkarmak.
- Matthew Bates: Eski Antlaşma’yı Yeni Antlaşma’ya uyarlayan yorumlama yöntemi. Matthew Bates “sesin ardındaki sesi” keşfetmenin Kilise Babalarının hedefi olduğunu söyler.27 Bates kendi yaptığı katkıyı bu doğrultuda bir yorumlama olarak görür ve onu “antik dönemdeki okuyucuların kutsal yazılarında söyleyeni belirsiz konuşmaları, uygun gördükleri karakterleri atayarak netleştirme” olarak tanımlar.28 Bates konuşanın belirsizliğinin, Yeni Antlaşma yazarının yaptığı Eski Antlaşma alıntılarının orijinal bağlamlarını bilmemesinin sonucu olabileceğini de söyler.29 Konuşanla (ya da dinleyenle) ilgili bariz bir belirsizlik olduğunda, Bates ilk kilisenin uygun olan yerleri yeni konuşanlarla ilişkilendirerek bu yorumlama yöntemini uyguladığını söyler.30 Bu önerisi ilgi çekici olsa da şu soruyu doğuruyor: Yeni Antlaşma yorumcuları konuştuğunu düşündükleri uygun kişinin kim olabileceğini nasıl biliyordu? Konuşanın belirsiz olması, ilk kilisenin bu alıntıları yeni seslerle ilişkilendirebilmesini sağlamış olsa da, bu onların yöntemsel düşüncelerini anlamayı sağlamıyor. Ayrıca, Yeni Antlaşma yazarlarının Eski Antlaşma alıntılarını Mesih’e sadece orijinal yazarı kesin olarak bilmediklerinde uyguladıkları düşüncesini ikna edici bulmadım. Bu, oldukça yaygın bir gelenek olan Davut’un sözlerini Mesih söylemiş gibi yorumlama pratiğini açıklamıyor. Yukarıda değinilen öneriler etkileyici, ama bence hiçbiri ilk kilisenin yorumsal anlayışı ilgili yeterli bir anlayış sunmuyor. Yukarıdaki bu bakış açılarında bulunan faydalı unsurların üzerine ekleme yaparak, Yeni Antlaşma yazarlarının belli yorumsal varsayımlar benimsediklerini ve modern yorumcuların da bunları kopyalaması gerektiğini öneriyorum.
Önerim
İlk kilisenin düşünce tarzını anladığınızda, tipolojik konuşmadan nasıl yararlandıklarını gördüğünüzde şaşırmazsınız. Tarihin Tanrı’nın egemenliği altında koordine edildiğini anladıklarını düşünüyorum; bu sayede önemli kişiler, olaylar ve gelenekler Tanrı halkının son zamanlarda yaşayacakları şeyleri işaretleri olarak yorumlanıyordu. Davut gibi kişilerin, Mısır’dan Çıkış gibi olayların ve Fısıh gibi geleneklerin Mesih’te tamamlanmamalarını bekliyorlardı. Hayatları, Mesih’in hayatını ve hizmetini işaret eden önemli Eski Antlaşma figürlerini arıyorlardı. Buna dayanarak da bu kişilerin sözlerini Mesih’e uyarlıyorlardı. Bu tezi kanıtlamak için öncelikle Tanrı’nın İsrail’in tarihini motifler halinde yazdığının kanıtlanması gerekiyordu.
- Tanrı’nın son çağdaki halkı için bir motif olarak İsrail’in tarihi. Francis Foulkes, Tanrı’nın işlerinin motifler içerdiğini gösteren harika bir makale yazmış, önemli kişilerin, olayların ve geleneklerin Eski Antlaşma boyunca tekrarlandığını göstermişti. Ona göre bu, Tanrı’nın “geçmişte yaptıklarını şimdi ve gelecekte de yapan” karakterinin bir yansımasıydı.31 Bu, Eski Antlaşma’daki Mısır’dan çıkış olayında açıkça ortadadır çünkü Tanrı halkını “yeni bir kurtarışla” kurtaracağını işaret eder. Bu kişiler ve olaylar Mesih’in öncüleri olmuştur. Foulkes, bu bağlamda öncüyü, “Rabbimizin beden aldığı hayatında benzer ve daha derin bir şekilde gerçekleşen bir olay, bir dizi koşul ya da bir kişinin veya ulusun hayatının belli yönleri” olarak tanımlar.32 Tipoloji sadece tarihin tekrarlanmasıyla olmaz; daha büyük ve görkemli bir şekilde tekrarlanacağı inancına dayanır. Eski Antlaşma yazarları Davut’un soyundan gelen Mesih’i, yeni Melkisedek’i, yeni Musa’yı, yeni İlyas’ı, yeni tapınağı, yeni antlaşmayı, yeni yaratılışı ve Tanrı’nın yeni halkını öngörmüşlerdi. Bu bakış açısı Yeni Antlaşma yazarlarının Mesih anlayışlarını sadece Eski Antlaşma’da doğrudan sunulan öngörülere değil, aynı zamanda Eski Antlaşma’daki tipolojik motiflere de dayandırmalarına olanak vermişti. Foulkes’in ifadesiyle, “tarihin kendisi ”33
Eğer Tanrı Eski Antlaşma’yı (ve kurtuluş tarihini) bu şekilde işleyecek şekilde tasarladıysa, bu anlayışın ilk kilisenin bakış açısını şekillendirmiş olması da muhtemeldir. Tanrı tarihi Mesih’i işaret eden motiflerle örmüştür ama aynı zamanda Yeni Antlaşma yazarları da Eski Antlaşma’yı yorumlarken bu motifleri keşfetmeyi beklemiştir. G. K. Beale de aynı görüştedir: “Eski Antlaşma tarihinin, Tanrı’nın son çağda yapacağı işleri işaret eden tarihsel motifler içerdiği düşünülüyordu.”34
İlk kilise Tanrı’yı tarihin egemen yazarı olarak görmüyor, Eski Antlaşma’da “hikayeler üstü tarihsel motifler ya da önemli kişiler” arıyor, “Yeni Antlaşma’da özetlenen Eski Antlaşma’ya ait İsrail tarihinden motifler” bulmayı bekliyorlardı.35 Beale, bu beklentinin “topluca Mesih’le bir kılınma veya temsil varsayımına” dayandığını söyler.36 Bu noktayı güzel bir şekilde şöyle özetler: “İlk kilise, son çağa girilirken gerçek İsrail’in, Mesih’e ortak olma yoluyla sürdürüleceğine inanıyordu. Bu yüzden son çağda İsrail ile ilgili Eski Antlaşma peygamberliklerinin ve vaatlerinin gerçekleşmesinin başlangıcıydı.37 İlk kilise Tanrı’nın, egemenliği uyarınca tarihi kasıtlı olarak Mesih’i işaret eden motifler kullanarak yazdığının farkında olduğundan, Eski Antlaşma’yı önemli kişilerin Mesih’in motiflerini yansıtmasını bekliyordu.38
Yeni Antlaşma yazarları Tanrı’nın hikayesinin, Tanrı’nın Mesih ile bir kılınan son çağdaki halkının tarihi boyunca ilerleyeceğini ve en yüksek seviyesine doğru gelişeceğini işaret eden tekrarlı motifler halinde anlatıldığını anlamışlardı. Aynı zamanda önemli Eski Antlaşma kişilerinin hayatlarının da kasıtlı olarak Mesih’in yaşamını işaret eden motifler olduğunu biliyorlardı. Bunun bariz bir örneği, sözleri sıklıkla Mesih’in ağzından söylenen Kral Davut’un hayatıdır. Yeni Antlaşma’nın Eski Antlaşma’yı kullanmasıyla ilgili bu bakış açısına dayanarak, aynı zamanda Yeşaya’nın sözlerinin ve diğer önemli tipolojik motiflerin de Mesih’e uyarlanmasının uygun olduğunu öneriyorum. İbraniler yazarı Yeşaya’nın hayatının gelecek olan Kul’un yaşamına benzer olduğunu biliyordu, bu yüzden sözleri de İsa için uygundu.
Mesih’in hayatını yansıtan bir motif olarak Yeşaya’nın hayatı. Bu noktada Grogan’ın Yeşaya ve Mesih arasındaki benzerliklerle ilgili görüşlerini tekrar etmek faydalı olur. Grogan şöyle yazıyor: “Yaşadığı zamanın insanları tarafından reddedilen fakat yine de etrafına öğrenciler toplayan Yeşaya ile Mesih arasında elbette belirgin bir benzerlik vardır.”39 Yeşaya ile İsa arasında, Grogan’ın bahsettiğinden çok daha fazla benzerlik olduğuna inanıyorum (aşağıdaki tabloya bakınız). Burada, daha önemli benzerliklerden birkaçını detaylandıracağım.
Mesih’in hayatını yansıtan bir motif olarak Yeşaya’nın hayatı
Yeşaya | İsa |
İsminin anlamı: “Yahve kurtuluştur” | İsa halkını kurtaracak (Mat. 1:21) |
Peygamber | Daha iyi bir peygamber |
İsrail’i temsil ediyor | İsrail’i temsil ediyor |
Öğrencilerini toplayan bir önder | Halkını toplayan bir önder |
Asma benzetmesi (Yşa. 5:1–7) | Asma benzetmesi (Mat. 21:33–41) |
Tanrı tarafından gönderildi (Yşa. 6:8) | Tanrı tarafından gönderildi (Yu. 20:21; 1Yu. 4:14) |
Konuştu ama insanlar anlamadı (Yşa. 6:9–10) | Bazı insanlar anlamasın diye benzetmelerle
konuştu (Mat. 13:14–15) |
İşaretlerle ilgili tartışma (Yşa. 7:10–14) | İşaretlerle ilgili tartışma (Mat. 12:38–39) |
Güvenilen Tanrı (Yşa. 8:17) | Güvenilen Tanrı (İbr. 2:13) |
İnsanlar tarafından reddedildi (Yşa. 28:9–10; 30:9–11) | İnsanlar tarafından reddedildi (Yu. 1:11) |
İkiyüzlü tapınmaya meydan okudu (Yşa. 29:13) | İkiyüzlü tapınmaya meydan okudu (Mat.15:7– 9) |
İnsanlardan “korkma” (Yşa. 37:6–7) | İnsanların sana yapabileceklerinden korkma
(Mat. 10:28) |
Belli bir görev için meshedildi (Yşa. 61:1–2) | Aynı görev (Lu. 4:17–18; 7:22) |
Öldürüldü (İbr. 11:37) | Öldürüldü (Mat. 27) |
Hem Yeşaya hem de İsa, bağışlanmaları için (Yşa. 40:1-2; Mar. 2:5) insanları tövbe etmeye çağırdı (Yşa. 1:18; Mar. 1:15). İkisi de bazı insanların anlamaması için şifreli bir dilde konuştu (Yşa. 6:9-10; Mat. 13:14-15). Ayrıca Yeşaya, açıkça yaklaşan kulun adına konuşurken onun grevini şöyle açıklamıştı: “Egemen RAB’bin Ruhu üzerimdedir. Çünkü O beni yoksullara müjde iletmek için meshetti. Yüreği ezik olanların yaralarını sarmak için, tutsaklara serbest bırakılacaklarını, zindanlarda bulunanlara kurtulacaklarını, RAB’bin lütuf yılını ilan etmek” (Yşa. 61:1-2). Yedi yüz yıl sonra İsa, bir Şabat gününde kasıtlı olarak bu paragrafı açıp okumuştu. Açıkça İsa, Yeşaya’nın görevini paylaştığını duyurdu: “İsa, “Dinlediğiniz bu Yazı bugün yerine gelmiştir” diye konuşmaya başladı.” (Lu. 4:21). İsa burada Yeşaya’nın sözlerini kendi sözleriymiş gibi uyarlıyor. Daha da derin bir seviyede hem Yeşaya hem de İsa, Tanrı’nın sadık halkını temsil eder. Tanrı Yeşaya’ya (Kul’un öncüsü olarak) “Bana, ‘Kulumsun, ey İsrail, görkemimi senin aracılığınla göstereceğim’ dedi.” (Yşa. 49:3). Tanrı’nın o zamanki halkının önderi olarak Yeşaya, gerçek İsrail’i temsil etti. İsa gerçek İsrail’di ve onunla ortak olan herkese “Tanrı’nın İsrail’i” dendi (Gal. 6:16). Tremper Longman ve Raymond Dillard, İsa’nın Yeşaya’nın zamanındaki imanlıları nasıl temsil ettiğini ve tamamladığını güzel bir şekilde gösterir: “Sadık imanlıların beden almış hali olarak [İsa], günah için olan ilahi yargıdan geçmiş (çarmıhta), sürgün yaşamış (Tanrı tarafından mezarda üç gün boyunca terk edildi) ve yeni İsrail’in temeli olarak yenilenmiş (diriliş) ve Tanrı’nın vaatlerini yeniden miras almıştı.40
Yeşaya konuştuğu zaman, çocuklarının ve öğrencilerinin ortak güvenini ifade etmişti (Yşa. 8:16-18). Daha önce de gördüğümüz gibi bu paragraf, İbraniler yazarı tarafından açıkça İsa’ya uygulanmış, böylelikle Mesih ile halkı arasındaki ortaklık vurgulanmıştır. İsa gerçek inanlılardan “aynı” kaynağı paylaşan (İbr. 2:11) kardeşleri olarak bahseder. O da insan doğasını da paylaşır ve “her yönden kardeşlerine benzemesi” gerekmiştir (İbr. 2:17). Bu, onu “birçok oğulu yüceliğe eriştirmek” için yetkin kılmıştır. Yeşaya’nın öğrencileriyle ve İsa’nın kardeşleriyle olan ortaklığı, F. F. Bruce tarafından şöyle açıklanır:
Elbette Yeşaya’nın peygamberlik hizmetinde gelecek olan Kral ve Tanrı halkı arasında, ya da İbranilerin diliyle ifade edecek olursak Oğul ile kardeşleri arasında yakın bir ilişki vardır. Yeşaya, yaşadığı günde henüz cenin gibi olan imanlı halkı bilinçli olarak bir araya getirmek için bizzat çaba göstermiş, bunu da kısmen Yşa. 8:16’da bahsettiği öğrencileriyle, kısmen de kendi ailesinin içinde yapmıştır.41 Öğrencilerini temsil eden önder olarak İsa onları, çile yolundan geçirerek yüceliğe götürmüştü. William Lane bu noktayı iyi açıklar: “Peygamber [Yeşaya] halk tarafından zulüm görmüş ve reddedilmiş, ama imanın toplanma noktası olmuştu… Şimdiyse İsa, çile yolundan yüceliğe götürdüğü yeni insanlığın temsilci önderi.”42
İsa gibi (Yu. 1:11) Yeşaya da bir bütün olarak insanlık tarafından reddedilmişti (Yşa. 28:9-10; 30:9-11).43 Yine İsa gibi (Mat. 27) Yeşaya da zulüm gördü ve sonunda şehit edildi. Yahudi geleneği Yeşaya’nın Kral Manaşe’den kaçarken yaşlı bir ağacın boş gövdesinin içinde saklandığını kaydetmiştir. Sonunda kralın adamları Yeşaya’yı bulmuş, Yeşaya’yı dışarı çıkmaya zorlamak için kütüğü kesmişlerdi. Testereler ellerindeyken Yeşaya’yı da ortadan ikiye kesmek istemişlerdi.44 İbraniler yazarı “testereyle biçildiler” derken Yeşaya’nın şehit edilmesini düşünmüş gibi görünmektedir (İbr. 11:37). Yeşaya ile İsa arasındaki bu çarpıcı benzerliklerin ışığında, Yeşaya kitabını okuyan Etiyopyalı hadımın “Hadım Filipus’a, “Lütfen açıklar mısın, peygamber kimden söz ediyor, kendisinden mi, bir başkasından mı?” diye sordu” (Elç. 8:34). Yukarıdaki kanıta dayanarak, bunun doğru cevabı “ikisi de” olacaktır. Yeşaya yaptığı ve söylediği şeylerin gelecek olan Kul’un motiflerini yansıttığının farkındaydı. O İsrail’in başaramadığı şeyi başaracak, kefaret kurbanı olacak ve son çağda gerçek İsrail halkını etrafında toplayacaktı.
Önerimin özeti: Tipolojik konuşma Eski Antlaşma’yı kullanmanın uygun bir yolu olmakla kalmaz, aynı zamanda Tanrı’nın İsrail’in tarihi üzerindeki egemenliğiyle de uyumludur. Yeni Antlaşma yazarları, önemli Eski Antlaşma karakterlerinin gelecek olan Mesih’in hayatındaki motifleri paylaştıklarını anlamışlardı. Yeşaya bunun istisnası değildi. Tanrı’nın peygamberi olarak yaşadığı zamanın imanlılarının temsilciliğini ve önderliğini yapmış, örneğiyle gerçek İsrail’i sıkıntıların ortasında Tanrı’ya güvenmeye yöneltmişti. İsa Tanrı’nın son peygamberiydi ve sadece Tanrı halkını temsil etmiyor, aynı zamanda kardeşlerini çile çekerken Tanrı’ya güvenmeye yöneltiyordu çünkü yüceliğe ulaşmanın yolunda onlara öncülük ediyordu. İbraniler yazarı Yeşaya’nın sözlerini İsa’ya uyarlayabilir çünkü Yeşaya Mesih’in bir öncü tipidir.
Modern Yorumcular İçin Uygulama
Bu noktada bu ilkenin diğer durumlarda da uygulanıp uygulanamayacağı konusuna girmek istiyorum. Bazıları ilk kilisenin yorumlama yönteminin modern yorumcuların izleyebileceği bir örnek olmadığını söylese de,45 bu örneği izlemek ama bir sonuca varırken alçakgönüllü davranmak daha bilgece olur. Beale daha da ileri giderek “Eski Antlaşma’da, Yeni Antlaşma’da sunulan tipolojik örneklerden daha fazlasını arayabiliriz” der.46 Bu yüzden, sözlerinin Mesih’e uyarlanıp uyarlanamayacağını görmek için hayatları açıkça Mesih’in hayatına benzer olan üç önemli Eski Antlaşma figürünü inceleyeceğim.47 Eğer Mesih’in öncü tipi olduğu için Yeşaya’nın sözleri Mesih’in ağzına aitse, o zaman belki öncü tip rolü oynayan diğer kişilerin sözleri için de aynı durum geçerlidir. Şimdi, Eski Antlaşma’da geçen Mesih’in üç öncü tipinin sözlerini inceleyeceğim: Yusuf, Yeşu ve Elişa. Her birinin Mesih’le ortak motifler taşıdığını detaylı olarak ispatlamaktan ziyade sadece bazı en çarpıcı benzerliklerden bahsedeceğim ve ardından onlara ait belli alıntılara odaklanacağım. İbraniler yazarının yorumlama yöntemini izleyerek, bu alıntıların Mesih’e uyarlanmasının uygun olduğunu göstereceğim.
- Yusuf. Babasının sevdiği oğlu Yusuf’un, ailesine önderlik edeceği öngörülmüştü. İsa’ya bir köle fiyatı karşılığında ihanet edilmesi gibi o da köle olarak satılmıştı. Bir ölüm (Yakup onun öldüğünü düşündüğünde) ve diriliş yaşamıştı (ailesi Mısır’da onunla tekrar karşılaştığında). James Hamilton “Yusuf’un kardeşlerinin yaptığı gibi İsa’nın akrabalarının da ölümden dirildiğinde ona boyun eğeceğini” 48 Hem Yusuf hem de İsa, tüm ulusları bereketleyebilecekleri yetkili bir konuma yükseltilmişti.49 Hem Yusuf hem de İsa için Tanrı, halkını kurtarmaya yönelik egemen planını gerçekleştirmek için trajik koşullar kullanmıştı. Yaratılış kitabının sonlarına doğru Yusuf, kardeşlerini kötü davranışlarıyla ilgili teselli etmek için şunları söyler: ”Siz bana kötülük düşündünüz, ama Tanrı bugün olduğu gibi birçok halkın yaşamını korumak için o kötülüğü iyiliğe çevirdi” (Yar. 50:20).
Yusuf Mesih’le aynı motifi paylaştığı için, bu sözlerinin İsa’nın yaşadıkları için de uygun olacağını öneriyorum. Hak edilmemiş çile ve ardından gelen yüceltilme motifi ikisinde de ortaktır ve bu bağlantıyı yapmanın uygun olduğunu belirtir. İsa kendisini öldürmek için plan yapanlara “Siz bana kötülük düşündünüz ama Tanrı o kötülüğü iyiliğe çevirdi” der. Yasa tanımaz adamlar İsa’yı çarmıha gerip öldürmüş olsalar da, bu aslında “Tanrı’nın belirlenmiş amacı ve öngörüsü uyarınca” gerçekleşmiş bir şeydir (Elç. 2:22-23). Tanrı birçoklarının yaşamını korumak için, insanların kötü planları aracılığıyla en harika planı gerçekleştirdi. Ölümü aracılığıyla İsa birçoklarının günahlarını bağışladı ve yaşamlarını kurtardı (Mat. 26:28).
2. Yeşu. Aynı adı paylaşmalarının yanı sıra, Yeşu İsa’nın bir öncü 50 Yeşu da İsa da Tanrı’nın halkını Vaatler Ülkesi’ne götüren fatih önderlerdir. Richard Hess başka benzerlikler de fark eder; örneğin Yeşu’nun ülkeyi paylaştırması ve İsa’nın ruhsal bereketleri dağıtması, ya da Yeşu eski antlaşmaya aracılık ederken İsa’nın yeni antlaşmayı başlatması gibi.51 İbraniler yazarı İsa’nın Yeşu’dan üstün olduğunu da vurguluyor çünkü İsa, Yeşu’nun yapamadığı bir şeyi yaparak bizi kalıcı esenliğe ulaştırır (İbr. 4:8). Yeşu ve İsrailliler bazı kralları yendiler ve Yeşu, yendikleri bu kralların boyunlarını ezmelerini söyledi (Yşu. 10:24). Vaatler Ülkesi’ni alırken (yeni Aden) yılan soyunun başını eziyorlardı (Yar. 3:15). Yeşu daha sonra çarpıcı bir şey söylüyor: “Korkmayın, yılmayın; güçlü ve yürekli olun, RAB savaşacağınız düşmanların hepsini bu duruma getirecek.” (Yşu. 10:25). Yeşu, Vaatler Ülkesi’ni alınca Tanrı halkının yılanın soyunun ezilmesine ortak olacaklarına söz vermişti. Bu sözleri Mesih’in ağzına uyarlamak zor değil, çünkü o da çok benzer bir şey söyledi. Öğrencilerini Kral’ın geliş müjdesini duyurmaya gönderdiğinde, Şeytan’ın egemenliğine büyük bir darbe indirmişti (Lu. 10:18). İsa sonra şöyle demişti: “Ben size, yılanları ve akrepleri
ayak altında ezmek ve düşmanın bütün gücünü alt etmek için yetki verdim. Hiçbir şey size zarar vermeyecektir” (Lu. 10:19). İsa da temelde Yeşu’ya aynı şeyin sözünü veriyordu. Evet, İsa yılanı ezendi, ama ona ortak olanlara da “yılanları ezme yetkisi” verilmişti (karş. Rom. 16:20). İlk kilisenin yorumlama yöntemini uygulamak istersek, İsa’nın “Güçlü ve cesur olun. Tanrı tüm düşmanlarınızı ayağınızın altına serdi” dediğini söyleyebiliriz.
3. Elişa. Eğer Vaftizci Yahya yeni İlyas’tıysa (Mal. 3:1; Mar. 1:2), o zaman İsa’nın yeni Elişa olarak da görülmesi mümkündür. Elişa’nın hayatındaki motiflerin Mesih’in hayatına nasıl uyarlanabileceğini göstermek için ilginç bir iş yapılabilir. Hem Elişa’nın hem de İsa’nın kendilerinden önce gelenlerin hizmetini ilerlettiklerini, cüzamlıları iyileştirdiklerini, açları doyurduklarını ve oğulları yaşama döndürdüklerini söylemek yeterli olur.52 Yeni Antlaşma, Luka 4:27’de bir öncü tip olarak Elişa’dan bahsederek en az bir bağlantı kurmuş olur.53 Elişa’ya ait ve Mesih’e atfedilebilecek en az iki alıntı sunmak istiyorum.
Elişa’ya ekmek getirdiklerinde, onu peygamberlerin tüm oğullarıyla paylaşmıştı. Uşağı buna şaşırmıştı çünkü oradaki yüz adamı doyuracak yeterli yiyecek yoktu. Ama Elişa ısrar etti: “Halka dağıt, yesinler, çünkü RAB diyor ki, ‘Yiyecekler, birazı da artacak’” (2Kr. 4:43). Tam olarak böyle oldu. Bir başka İnsan bundan yaklaşık sekiz yüz yıl sonra aç insanlar için ekmeği çoğalttığında, bu bir tesadüf olarak görülmemişti (Mar. 8:1-9). Özellikle bu mucizenin Mesih’in hayatındaki karşılığının ışığında, Elişa 2Kr. 4:43’teki sözleri Mesih’in ağzına uyarlamak uygun görünür. Aramlı askerlerin Elişa’yı kaçırmak için yola çıktığı bir başka senaryo daha var. Elişa askerleri kör etmiş ve onların İsrail’in başkentine yönlendirmişti. İsrail kralı “Onları öldüreyim mi?” diye sorduğunda(2Kr. 6:21) Elişa, öldürmek yerine “önlerine yiyecek içecek bir şeyler koy, yiyip içtikten sonra izin ver, krallarına dönsünler” diye karşılık vermişti (2Kr. 6:22). Böylece düşmanları için bir şölen verdiler ve onları serbest bıraktılar. “Aramlı akıncılar bir daha İsrail topraklarına ayak basmadılar” (2Kr. 6:23). Daha önce Süleyman, Tanrı’nın halkına düşmanlarını açsa beslemelerini ve susamışlarsa onlara su vermelerini öğretmişti (Özd. 25:21-22; karş. Rom. 12:20). Bu sadece Elişa’nın yaptığı şey değil, aynı zamanda günahkarlarla aynı sofrada yerken İsa’nın sunduğu örnekti (Lu. 5:29). Kişinin düşmanı kim olursa olsun (okulda bir zorba, inatçı bir komşu ve hatta arası açılmış eşler), İsa “Onları öldürmeyin. Önlerine ekmek ve su koyun, yiyip içsinler” der. Bir başka ifadeyle, “Düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın, size lanet edenler için iyilik dileyin, size hakaret edenler için dua edin” (Lu. 6:27-28).
Bu örnekler İsa ile Yusuf, Yeşu ve Elişa arasındaki benzerliklerin sadece yüzeyine dokundu ve Eski Antlaşma’da incelenecek daha birçok öncü tip var. Bu makale ilk kilisenin yorumlama yönteminin sadece meşru değil, aynı zamanda modern yorumcular için örnek niteliğinde olduğu görüşünde. Eski Antlaşma kişilerinin hayatlarının Mesih’in hizmetini nasıl önceden işaret ettiklerini açığa çıkarmak için daha yapılacak çok araştırma var. İnanlılar, ilk kilisenin yorumlama yönteminin Kutsal Kitap’ı okuma şeklini değiştirmesine izin vermeleridir. Düşüncelerini değiştirip hayatlarını tarihin Rab’bi İsa’ya teslim ettikçe, bu onların da hayatlarını dönüştürecektir.54
KAYNAKÇA:
1 * Brian Pate, The Southern Baptist Theological Seminary’de is Hizmet Doktorası öğrencisi Liberty Baptist Church’te yardımcı pastör. 12020 US Hwy 87 S, Dalhart, TX 79022. Şu adresten ulaşılabilir: pate.brian@gmail.com. Peter Enns, Incarnation and Inspiration: Evangelicals and the Problem of the OT (Grand Rapids: Baker Academic, 2005), 114.
2 İkna edici bir argüman için bkz. G. K. Beale, “Did Jesus and His Followers Preach the Right Doctrine from the Wrong Texts? An Examination of the Presuppositions of Jesus’ and the Apostles’ Exegetical Method,” şurada: The Right Doctrine from the Wrong Texts? Essays on the Use of the OT in the New (ed. G. K. Beale; Grand Rapids: Baker, 1994), 387–404. Contra Enns, şöyle düşünüyor: “Yeni Antlaşma yazarları Eski Antlaşma’yı uyarlarken, Eski Antlaşma yazarlarının orijinal niyeti ve bağlamıyla tutarlı olmaya çalışmıyorlardı.” (Incarnation and Inspiration, 115).
3 Bu, İbraniler yazarının Mez. 22:22’yi İbr. 2:12’deki Mesih’e uyarlamasına benzer. Buna aşağıda kısaca değinilecek.
4 J. Ross Wagner, “Faithfulness and Fear, Stumbling and Salvation: Receptions of LXX Isaiah 8:11– 18 in the New Testament,” The Word Leaps the Gap: Essays on Scripture and Theology in Honor of Richard B. Hays (ed. J. Ross Wagner, C. Kavin Rowe, and A. Katherine Grieb; Grand Rapids: Eerdmans, 2008), 98.
5 İsa’nın onlara ‘kardeşlerim’ demekten utanmaması, bu insanların toplumdan dışlandıkları gerçeğiyle birlikte daha etkileyici görünür.
6 Dale F. Leschert, Hermeneutical Foundations of Hebrews: A Study in the Validity of the Epistle’s Interpretation of Some Core Citations from the Psalms (The National Association of Baptist Professors of Religion Dissertation Series 10; Lewiston, NY: Mellen, 1994), 118.
7 Brevard S. Childs, “Psalm 8 in the Context of the Christian Canon,” Int 23 (1969): 30.
8 Thomas R. Schreiner, Hebrews (BTCP; Nashville: B&H, 2015), 103.
9 George H. Guthrie, Hebrews (NIVAC; Grand Rapids: Zondervan, 1998), 109.
10 Bu bağlantıyı şurada fark ettim: George H. Guthrie, “Hebrews,” Commentary on the NT Use of the OT
(ed. G. K. Beale and D. A. Carson; Grand Rapids: Baker Academic, 2007), 949– 51.
11 Geoffrey W. Grogan, “Christ and His People: An Exegetical and Theological Study of Hebrews 2:5–18,” VE 6 (1969): 62. Yeşaya 8’in İbraniler yazarının işaret ettiği noktaya uygunluğuyla ilgili faydalı bir açıklama için bkz. Guthrie, “Hebrews,” 951.
12 İlk kilisenin Davut’un Yeni Antlaşma’daki sözlerini nasıl yorumladığının mükemmel bir açıklaması için bkz. Schreiner, Hebrews, 296–97. Bu bağlamda Schreiner, 40. Mezmur’un İbraniler 10’daki kullanımını açıklar. Schreiner şöyle yazar: “Davut hakkındaki mezmurlar tipolojik, kıyametsel ve mesihsel olarak uyarlanmıştır. Davut hakkındaki ifadeler Mesih’in gelişinin öngörüsü olarak kullanılmıştır” (s. 297). Wagner ayrıca “Davut’un sözlerinde İsa Mesih’in sesini bulan ilk Hristiyan yorum geleneğinin yaygın olduğunu” da belirtir. (“Faithfulness and Fear,” 103). Bu, aynısının Yeşaya için de söylenebilip söylenemeyeceği sorusunu doğurur; buna daha sonra değiniliyor.
13 Schreiner, Hebrews, 102.
14 William L. Lane, Hebrews (WBC 47; Nashville: Thomas Nelson, 1991), 1:60.
15 Wagner, “Faithfulness and Fear,” 104.
16 Geoffrey W. Grogan, “The NT Interpretation of the OT: A Comparative Study,” TynBul 18 (1967): 54–76; “The OT Concept of Solidarity in Hebrews,” TynBul 49 (1998): 159–73; “Christ and His People.”
17 Grogan, “Solidarity in Hebrews,” 169.
18 A.e. (italikler sonradan eklendi).
19 Grogan, “Christ and His People,” 61.
20 Wagner, “Faithfulness and Fear,” 81.
21 A.e., 101, 102.
22 A.e., 102.
23 A.e., 103.
24 A.e., 105. Bu, Bates’in Eski Antlaşma’yı Mesih’e uyarlama yöntemine oldukça benzer ama Bates, görüşünün Wagner’in bakış açısını sorgulayan bir görüş olduğunu (Matthew W. Bates, The Hermeneutics of the Apostolic Proclamation: The Center of Paul’s Method of Scriptural Interpretation [Waco, TX: Baylor University Press, 2012], 6).
25 Wagner, “Faithfulness and Fear,” 102.
26 A.e., 103, 105.
27 Bates, Hermeneutics of the Apostolic Proclamation, 2.
28 A.e., 6. “Prosopological exegesis,” Bates ayrıca bu yöntemle ilgili olarak şunu belirtiyor: “metnin yazarı, öncü metinde bu kişiler tam olarak net olmasa da, öncü metindeki çeşitli kişileri ya da karakterleri konuşanlar ya da hitap edenler olarak tanımlıyor” (a.e., 183). Daha kapsamlı bir tanım için bkz. A.e., 218.
29 A.e., 216. Bates İbraniler kitabının bunun bir örneği olarak listeler (A.e., 216 n. 111).
30 A.e., 217.
31 Francis Foulkes, “The Acts of God: A Study of the Basis of Typology in the OT,” The Right Doctrine from the Wrong Text? Essays on the Use of the OT in the New (ed. G. K. Beale; Grand Rapids: Baker Academic, 1994), 343.
32 A.e. 366. Foulkes bu yorumlama yöntemini mecaz sanatı olarak görmez; hatta Pavlus’un Gal. 4:24’teki ἀλληγορέω (benzetme) kullanımının mecazdan ziyade tipoloji olarak sınıflandırılmasının daha iyi olacağı görüşündedir (a.e., 367–68).
33 A.e., 366. Bunu şöyle açıklıyor: “Yeni Antlaşma bu yüzden Eski Antlaşma’yı yorumlar. Sadece onun öngörülerini değil aynı zamanda tarihini de yorumlar ki bu tarihin kendisi zaten vahiydir, çünkü İsa’nın Beden Almış Söz olduğu gerçeğinin ışığında Tanrı’nın işlerini açıklar. (A.e.., 365).
34 Beale, “Right Doctrine from the Wrong Texts?,” 394.
35 A.e.., 394, 395.
36 A.e.., 392, italikler ona ait.
37 A.e., 394.
38 A.e., 400. Beale, bunların yorumcuları ‘tipolojik öncüleri ararken yanlış bir şekilde detaylarda
kaybolmaktan koruyan önemli insanlar ve olaylar’ olduğunu belirtiyor (a.e.).
39 Grogan, “Christ and His People,” 61.
40 Tremper Longman III and Raymond B. Dillard, An Introduction to the OT (2nd ed.; Grand Rapids: Zondervan, 2006), 315.
41 F. F. Bruce, The Epistle to the Hebrews (NICNT; rev. ed.; Grand Rapids: Eerdmans, 1990), 83.
42 Lane, Hebrews, 1:60.
43 Schreiner, Hebrews, 102.
44 Yahudi geleneğindeki örnekler için bkz. Lane, Hebrews, 2:390.
45 Longenecker, onların Eski Antlaşma kullanımlarını “muhtemelen aynen tekrarlayamayız ve bunu
yapmaya çalışmamalıyız” diye yazar (Richard N. Longenecker, “Who Is the Prophet Talking About?
Some Reflections on the NT’s Use of the Old,” in Right Doctrine from the Wrong Texts?, 385).
46 Beale, “Right Doctrine from the Wrong Texts?,” 402. Benzer şekilde Hamilton şöyle der: “Bence Kutsal Kitap yazarlarının yorumlama şeklini öğrenebiliriz ve öğrenmeliyiz. Böylece bizim için cevaplamadıkları soruları cevaplamak için onların yöntemini kullanabiliriz ve kullanmalıyız” (James M. Hamilton Jr., “Was Joseph a Type of the Messiah? Tracing the Typological Identification between Joseph, David, and Jesus,” The Southern Baptist Journal of Theology 12.4 [Winter 2008]: 72 n. 14).
47 İncelenebilecek bir başka uygulama, Eski Antlaşma motiflerinin İsa’nın takipçilerine uyarlanmasıdır. İsa’nın hayatının Yeşaya’nın hizmetine benzediğine inandığı için Pavlus bu düşüncede gibi görünmektedir. Yeşaya ve Pavlus ‘habersiz olanlar’a duyurma görevini paylaşmıştı (Rom. 15:21; karş. Yşa. 52:15). Benzer şekilde kabul görmemenin hayal kırıklığını da paylaşırlar “Ya Rab, verdiğimiz habere kim inandı?” (Rom. 10:16; karş. Yşa. 53:1). Pavlus’un Yeşaya’yı nasıl kullandığıyla ilgili kapsamlı bir inceleme için bkz. J. Ross Wagner, Heralds of the Good News: Isaiah and Paul in Concert in the Letter to the Romans (Boston: Brill Academic, 2003). Wagner “Pavlus müjde hizmetini, İsrail’in uzun zamandır beklenen kurtuluşunun ve yenilenmesinin müjdesi olarak sunmak için Yeşaya’nın kullandığı imgeleri” nasıl uyarladığını açıklar (a.e., 357). Hamilton Elç. 7’de “İstefanos’un kendi durumunu ve yakın zamanda İsa ile ilgili olan olayları Eski Antlaşma’nın merceğinden yorumlamış gibi göründüğünü” belirtirken benzer bir noktaya parmak basar (Hamilton, “Was Joseph a Type of the Messiah?,” 64). Belki de Tanrı’nın Mesih ile ortak kılınan son çağdaki halkının da önemli Eski Antlaşma figürlerinin hayatlarındaki motifleri paylaştıkları söylenebilir (bkz. 1Ko. 10:11).
48 Hamilton, “Was Joseph a Type of the Messiah?,” 68. Bu, Hamilton’un Rom. 11:25–27 yorumundan alıntı. Davut’un ve İsa’nın bir ön tipi olarak Yusuf’un kapsamlı ve harika bir değerlendirmesi için bu makalenin tamamını okuyabilirsiniz. Ayrıca bkz. James M. Hamilton Jr., God’s Glory in Salvation through Judgment: A Biblical Theology (Wheaton, IL: Crossway, 2010), 428–30. Burada İstefanos’un Yusuf’un hikayesini tipolojik açıdan İsa’da tamamlanmış olarak yorumladığını gösteriyor.
49 Makalenin tamamıyla ilgili faydalı yorumlarının yanı sıra, bu bağlantıdan beni haberdar ettiği için Joshua Pannell’e minnettarım.
50 İbraniler kitabında Yeşua tipolojisinin rolü üzerine orijinal bir bakış açısı için bkz. Richard Ounsworth, Joshua Typology in the NT (WUNT 2/328; Tübingen: Mohr Siebeck, 2012).
51 Yeşu ve İsa arasında yapılan daha fazla tipolojik karşılaştırma için bkz. Richard S. Hess, “Joshua,” NDBT 171.
52 Bu düşünceye giriş niteliğinde popüler bir çalışma için bkz. Bruce Waltke, “Meditating on Scripture,” Ligonier Ministries, September 1, 2009, http://www.ligonier.org/learn/articles/meditating-scripture. 53 Iain W. Provan, “Elisha,” NDBT 457. İlginç bir şekilde Provan, İsa’nın Vaftizci Yahya’nın mirasçısı olarak görünmesini istemediklerinden, ilk kilisenin Elişa ve İsa arasındaki tipolojik bağlantıyı önemsizleştirmeye çalıştığını söyler. Yeni Antlaşma yazarlarının Tanrı’nın tasarladığı bir motifi kasıtlı olarak önemsizleştirmek istemeleri pek muhtemel değildir.
54 Hamilton şöyle yazar: “Sadece Kutsal Kitap’ı tipolojik olarak okumakla kalmamalıyız; Kutsal Kitap’ta bulduğumuz bu tipler dünyaya bakışımızı değiştirmeli” (Hamilton, “Was Joseph a Type of the Messiah?,” 69).