Filozof ve derin bir Kutsal Kitap öğrencisi olan Origen, ağzına et sürmedi, şarap içmedi, haftada iki kez oruç tuttu, ayakkabısı yoktu ve anlatılanlara göre inancı uğruna kendini hadım etti.
Origen Adamantius (Çelik Adam) MS 185 civarında İskenderiye yakınlarında doğdu. Hristiyan bir ailede yedi çocuğun en büyüğü olan Origen, Kutsal Kitap’ı öğrenerek büyüdü. 202 yılında babası Leonidas, imanı nedeniyle başı kesilerek şehit edildi. Origen de şehit olmak istedi. Ancak annesi onu korumak için evden çıkmasına bile izin vermedi. 18 yaşındayken gramer okulu açtı ve kateşistlere eğitim verdi. Pagan argümanlarına karşı inancını savunabilmek için filozof Ammonius Saccas’ın yanında çalıştı.
Origen, Yahudi ve Gnostik eleştirmenlere yanıt vermek için yazdığı Eski Antlaşma analizi olan Hexapla üzerinde 20 yıl çalıştı. Hexapla altı sütun halinde biçimlendirilmiştir. Yunanca çevirilerin beş sütununa paralel olarak İbranice metnin bir sütunu bulunmaktadır. Kanonun ve Kutsal Kitap tercümesinin gelişmesinde önemli bir adım oldu, ancak eser yok edildi. Kutsal Yazıların gerçek, mecazi ve ahlaki olarak üç anlam seviyesine sahip olduğuna inanıyordu. Origen’e göre, ‘İnsan beden, can ve ruhtan oluştuğu gibi Kutsal Yazılar da öyledir.’
‘‘Kim birinci, ikinci ve üçüncü günün güneş, ay ve yıldızlar olmadan var olduğuna inanır’’ diyen Origen, bazı bölümleri tam anlamıyla okumanın güç olduğunu düşünüyordu. En önemli eserlerinden biri olan De Principiis’i (İlk İlkeler Üzerine) yazdı. Eserin, Hristiyanlığın ilk kapsamlı sistematik teoloji çalışması olduğuna inanılmaktadır. Origen, sadece Hristiyan inancına yapılandırılmış bir yaklaşım ortaya koymakla kalmadı, aynı zamanda bunu dönemin çağdaş Yunan felsefesi aracılığıyla yaptı.
Origen’in kararları her zaman tartışmalı olmuştur. Matta 19:12’ye yanıt olarak kendini hadım etmesi, aşırı ve gereksiz bir adım olarak görüldü. Filistin’de atanmadan vaaz verdiği için piskopos Demetrius tarafından kınandı. Origen, tüm ruhların eşit yaratıldığını ve doğumdan önce de var olduklarını öğretti. Ancak günah işleyen ve düşen varlıklar işledikleri günahlarla orantılı olarak çeşitli bedenlerde köleleşmiştir.
Origen ayrıca tüm ruhların, hatta Şeytan’ın bile kurtarılabileceğine inanıyordu. ‘‘İyiyle kötü arasında seçim yapma gücüne herkes sahiptir’’ diyen Origen, Üçlü Birlik’i Baba, Oğul ve Ruh’un eşitliği olarak değil, bir hiyerarşi olarak tanımladı. Ölümünden üç yüzyıl sonra, Konstantinopolis Konsili (553) tarafından kafir ilan edildi. Tüm eleştiri ve kınamalara rağmen Origen, ‘‘Mesih tarafından çağrılacak bir kilise adamı olmak istiyorum’’ dedi.
Contra Celsum, Origen tarafından pagan filozof Celsus’un tezlerini çürütmek için yazılan bir savunmadır. Hristiyanların askerlik hizmetini reddetmesi nedeniyle eleştirilmesi üzerine Origen, ‘‘Savaşları başlatan, antlaşmaları bozan ve huzuru yok edenlere kıyasla bizler imparatora daha fazla yardım edebiliriz’’ dedi.
250 yılında İmparator Decius, Origen’i tutuklattı ve işkence ettirdi. İnancından vazgeçeceğini düşünenler Origen’in hayatta kalması için yardım etti. Ancak Decius öldü ve Origen serbest bırakıldı. Sağlık sorunları nedeniyle serbest bırakıldıktan kısa bir süre sonra hayatını kaybetti.
KAYNAKÇA:https://www.christianitytoday.com/history/people/scholarsandscientists/origen.html