1. Tanrı’nın Yüceliği
İbrahim-i inançların Tanrı anlayışı şudur: O mükemmeldir –yani her şeye kadir, her şeyi bilen, tümüyle iyi, evrenin yaratıcısı, kendiliğinden var olan ve kendisini yalnızca çok yüce değil, fakat var olan veya var olabilecek en yüce varlık yapan diğer niteliklerin sahibidir.
Teist olmayanlar “bu niteliklerin hepsi iyi ve güzel” derler, “ama tüm bunlar varlığını tasdik etmediğimiz bir varlığın bir tasviridir.” Buna karşın Ontolojik Argüman olarak bilinen Tanrı’nın varlığına dair ünlü ve güçlü bir argüman, Tanrı’nın mümkün olan en yüce varlık olmasının Tanrı’nın varlığını gerektirdiğini gösterebildiğini iddia eder.
2. Anselm’in Ontolojik Argümanı
Ontolojik Argümanın farklı versiyonları olmakla birlikte, ben burada en eski olana, yani St. Anselm tarafından ileri sürülen versiyona odaklanacağım.[1]
Halihazırda söz ettiğimiz gibi, Tanrı kendisinden daha büyüğü düşünülemeyen varlıktır. Bu Anselm’in bir şekilde kullanımı zor Tanrı tasviridir ve ben bu tasviri KDBDV olarak kısaltacağım. Tanımı gereği, KDBDV düşünülebilecek en büyük varlıktır. Eğer Tanrı’yı tasavvur edebileceğinizi düşünüyorsanız ve daha büyük (yüce) bir varlığı tasavvur edebilmeniz imkan dahilindeyse, o zaman başlangıçta Tanrı’yı tasavvur etmiyordunuz. Yeteri kadar basit.
Şimdi, kesinlikle Tanrı’yı tasavvur edebilirsiniz. Bir şeyi tasavvur etmek sadece onun hakkında açık ve seçik olarak düşünmektir; bu makalenin başlangıcından beri bu yapıyordunuz. Dolayısıyla en azından Tanrı’nın düşüncede var olabileceğini, yani tasavvur edilebileceğini biliyoruz. Ateistler bile bunu kabul etmelidir. Ateistlerin reddettiği ve agnostiklerin ise tasdik etmek veya reddetmekten kaçındıkları şey Tanrı’nın gerçekte var olduğudur. Dolayısıyla yalnızca düşüncede var olan bir şey ile düşüncede var olduğu kadar gerçekte de var olan bir şey arasında sezgisel bir ayrıma sahibiz.
Şimdi argümanın özüne geldik: ateistlerin, Tanrı’nın gerçekte var olmadığı, fakat yalnızca düşüncede var olduğu konusunda haklı olduğunu farz edelim. Ancak o zaman yalnızca düşüncede var olmayıp aynı zamanda gerçekte de var olan ve KDBDV’den daha büyük olan başka bir mümkün varlık var olurdu.[2] Yani, kendisinden daha büyüğü düşünülemeyen varlıktan daha büyük olan mümkün bir varlık var olurdu. Fakat hiçbir varlık kendisinden daha büyüğü düşünülemeyen varlıktan daha büyük olamaz. Bu düpedüz bir çelişkidir! Bu nedenle ilk varsayımımız, yani Tanrı gerçekte değil yalnızca düşüncede vardır varsayımımız, hatalı olmalıdır, çünkü bir çelişki gerektiren herhangi bir varsayım hatalı olmalıdır. Dolayısıyla Tanrı hem düşüncede hem de gerçekte var olmalıdır. Dolayısıyla Tanrı vardır.[3]
Ontolojik Argüman dikkate değerdir, şöyle ki yalnızca tanımlar ve mantık yasalarını ihtiva eden öncüllerden hareketle var olan en büyük felsefi sonuca doğru muhakeme etmektedir. Yalnızca Tanrı fikri üzerine düşünme yoluyla Tanrı’nın var olduğunu bilebiliriz.
Buna karşın çoğu kişi, Yüce Olan’ın varlığını görünüşe bakılırsa bu kadar basit bir şekilde kanıtlayabileceğimizi iddia eden gerçekten rahatsız olmuştur. Teist ve teist olmayan sayısız eleştirmen Ontolojik Argümanı farklı şekillerde eleştirmişlerdir. Burada yalnızca en etkili iki eleştiriyi ele alacağım: Marmoutiers’li Gaunilo ve Immanuel Kant tarafından dile getirilen eleştirileri.
3. Gaunilo’nun Eleştirisi
Gaunilo bir rahip ve Anselm’in bir çağdaşıdır. “Akılsız Adına Yanıt”[4] adlı yazısında, Gaunilo gerçekten muhteşem olan bir başka şey hayal etmemizi ister: kendisinden daha büyüğü düşünülemeyen ada, buna da KDBDA diyelim. Bu ada düşünebileceğiniz tüm muhteşem niteliklere sahiptir: uzanmak için mükemmel beyaz kumlar, yüzmek için sıcak su ve etrafta herhangi bir turistin olmaması. Fakat elbette böyle bir adanın yalnızca düşüncede var olması bir çelişki gerektirir, çünkü o zaman KDBDA’dan daha büyük olan mümkün bir şey, yani var olan KDBDA var olurdu. Dolayısıyla KDBDA vardır. Elbette, adayı gelişigüzel seçtiğimiz için, aynı argümanı herhangi bir nesne için oluşturabiliriz: Bir bina, bir fare kapanı, bir at, ne isterseniz.[5]
Gaunilo’nun gösterdiği şey şudur: Anselm’in akıl yürütme biçimini kullanarak tüm tuhaf türden entitelerin, açık bir şekilde var olmayan entitelerin varlığını kanıtlayabiliriz. Bu doğrultuda Gaunilo şu sonuca varır: Anselm’in akıl yürütmesinde ciddi bir hata var olmalıdır.[6]
4. Kant’ın Eleştirisi
Hangisini tercih edersiniz, kahveyi mi yoksa mevcut kahveyi mi? Bunun kahveyi tercih edip etmediğiniz sorusundan farklı olduğuna dikkat edin. Hem kahvenin hem de mevcut kahvenin aynı kahve olduğu durumda hiçbir kahve kahve değildir. Eğer bu bizi Lewis Carroll tarzı bir saçmalığa götürüyor gibi görünüyorsa, haklısınız ve bu tam da Kant’ın Ontolojik Argüman’a getirdiği eleştiridir.
Saf Aklın Eleştirisi’nde Kant’a göre, Anselm’in argümanında hatalı olan şey yalnızca düşüncede var olan bir şey ile düşüncede olduğu kadar gerçekte de var olan bir şey arasındaki ayrımda bulunmaktadır. Anselm’e göre, iki tür şey vardır: Yalnızca düşüncede var olan şeyler ve düşüncede olduğu kadar gerçekte de var olan şeyler. Fakat var olan bir şey ile onun var olmayan muadili, biri yalnızca var olup diğerinin var olmadığı iki farklı türden şey değildir. Bazı şeyler var olduğu ve diğerlerinin var olmadığı kesinlikle doğruyken, var olma bir şeyi kendi var olmayan görevdeşinden farklı türden bir şey yapmaz.
Bunun sonucu, diyor Kant, varoluş Anslem’in yürüttüğü argüman türüne uygun olmayan, çok özel türden bir niteliktir. Tanrı ile var olan Tanrı sınıfına dahil olan nesneler grubu arasında hiçbir fark olmadığından, var olan bir Tanrı salt bir Tanrı’dan daha iyi veya daha kötü olamaz. Var olan Tanrı ile var olmayan Tanrı arasında tür bakımından anlamlı hiçbir fark yoktur.
5. Sonuç
Elbette, Gaunilo ve Kant bu tartışmada sonsözü söylemediler. Gaunilo ve Kant’ın Ontolojik Argümana eleştirilerine yanıt olarak güçlü argümanlar öne sürüldü. Buna ek olarak Ontolojik Argümanın giderek artan bir şekilde karmaşık versiyonları geliştirildi ve tartışıldı. Kesin olan bir şey var ki, Ontolojik Argüman, sağlam olsun veya olmasın, Tanrı’nın varlığına dair bir kanıt olarak etkileyici ve güçlü bir çabadır.
Dipnotlar
- [1] Bu argümanın diğer iki ünlü formülasyonu şunlardır: bir mükemmellik olarak varlık anlayışından hareketle Descartes’in formülasyonu (bkz. Marc Bobro, Descartes’s Meditations 4-6) ve Alvin Plantinga’nın Modal Ontolojik Argümanı şeklinde adlandırılan versiyonudur.
- [2] Hangisi daha yücedir, yalnızca düşüncede var olan bir Tanrı mı yoksa düşüncede olduğu kadar gerçekte de var olan bir Tanrı mı? Düşüncede olduğu kadar gerçekte de var olan bir Tanrı’nın, yalnızca düşüncede var olan bir Tanrı’nın yapamayacağı her şeyi yapabildiğini düşünün: O dünyaları yaratabilir; duaları duyabilir; iyiliğin nihai kaynağı ve ideal formu olabilir; doğru kişileri ödüllendirebilir ve kötüleri cezalandırabilir… Bütün bunlar büyük şeylerdir ve yalnızca düşüncede var olan bir Tanrı bunların hiçbirini yapamaz.
- [3] Bu türden bir argümanı veya kanıtı dolaylı bir kanıt olarak adlandırılan geometri derslerinden hatırlayabilirsiniz. Felsefeciler veya mantıkçılar bunu reductio ad absurdum veya saçmaya indirgeme şeklinde adlandırırlar. Bu strateji, gördüğünüz gibi, kanıtlamaya çalıştığınız şeyin tam tersini varsaymakta ve bu varsayımın ya bir çelişki veya bir tür mantıksızlık gerektirdiğini ve dolayısıyla başlangıçtaki varsayımın terk edilmesi gerektiğini göstermektedir.
- [4] “‘Akılsız içinden ‘Tanrı yoktur’ der.’” (Mezmur 14:1)
- [5] Burada yalnızca gerçekten var olan en büyük ada, fare kapanı, at hakkında konuşmadığımızı, fakat mümkün olan en büyük ada, fare kapanı veya at hakkında konuştuğumuzu not etmek önemlidir. Var olan herhangi türden nesne için, var olanlardan birinin en iyisi olması akla yatkındır. Ancak bu türden mümkün olan en büyük veya düşünülebilecek en büyük nesne hakkında konuşmak tamamen başka bir şeydir.
- [6] Gaunilo’nun argümanının ayrıca bir reductio ad absurdum olduğuna dikkat edin: Anselm’in akıl yürütmesinin geçerli olduğu varsayıldığında mantıksız sonuçların ortaya çıkması. Dolayısıyla Anselm’in akıl yürütmesi hatalı olmalıdır.
https://onculanalitikfelsefe.com/tanrinin-varligina-dair-ontolojik-arguman-andrew-chapman/
Kaynakça
- Anselm, St., Proslogion, in St. Anselm’s Proslogion, M. Charlesworth (ed.), Oxford: OUP, 1965.
- Descartes, R., Discourse on Method and The Meditations, translated with an introduction by F. Sutcliffe, Harmondsworth: Penguin, 1968.
- Gaunilo, “On Behalf of the Fool”, in St. Anselm’s Proslogion, M. Charlesworth (ed.), Oxford: OUP, 1965.
- Kant, Immanuel. Critique of Pure Reason. Trans. Paul Guyer and Allen W. Wood. Cambridge: Cambridge UP, 1998.
- Oppy, Graham. “Ontological Arguments.” Stanford Encyclopedia of Philosophy. Stanford University, 08 Feb. 1996. Web. 27 June 2014.
- Plantinga, Alvin. The Nature of Necessity. Oxford: Clarendon, 1974.
Andrew Chapman– “The Ontological Argument for the Existence of God“
Çevirmen: İbrahim Yeşua Özçelik