Beni dudaklarıyla öptükçe öpsün! Çünkü aşkın şaraptan daha tatlı. Ne güzel kokuyor sürdüğün esans, dökülmüş esans sanki adın. Kızlar bu yüzden seviyor seni. Ah, ne güzelsin, aşkım, ah, ne güzel! Peçenin ardındaki gözlerin güvercinler gibi. Siyah saçların Gilat Dağı’nın yamaçlarından inen keçi sürüsü sanki. Al kurdele gibi dudakların, ağzın ne güzel! Peçenin ardındaki yanakların nar parçası sanki. Sanki bir çift geyik yavrusu memelerin. Zambaklar arasında otlayan ikiz ceylan yavrusu.
Bu sözler bir aşk romanından değil, Ezgiler Ezgisi’nden (1:1–3; 4:1; 4:3; 4:5) Bu kelimeleri daha önce duymadıysanız, bunun nedeni günümüzde Hristiyanların Ezgiler Ezgisi’ni sık okumaması ve çalışmamasıdır. Pastörler nadiren bu bölüm hakkında vaaz verir. Çünkü kullanılan dil ve benzetmeler garip gelmektedir. Bu kadar açık bir şekilde cinselliği çağrıştıran bir metinde ahlaki bir anlayış olabilir mi? Cinselliği kutsayan, ancak Tanrı’dan açıkça bahsetmeyen bir bölüm, Hristiyanları nasıl eğitebilir?
Mesih’in Aşk Sözleri
Erken kilise döneminde Hristiyanlar, Ezgiler Ezgisi’ni bizler kadar tuhaf buldu. Ancak bu tuhaflığı, derin ve gizemli bir mesajı aramaya davet olarak kabul ettiler. Alegoriyi kullanarak şaşırtıcı anlamlara ulaştılar. İskenderiyeli Origen, Ezgiler Ezgisi’nin anlamını araştırmaya öncülük etti. Origen’e göre, Kutsal Yazılar’ın her bir bölümü Kutsal Ruh aracılığıyla yazıldıysa, her ayrıntısının özel bir anlamı olması gerekir. Ayrıntıların veya bölümlerin belirsiz olduğu, hatta rahatsız edici göründüğü zamanlarda alegorik olarak okumayı önerdi.
Origen, öncelikle bölümün gerçek anlamını açıklayarak başlar. Origen’e göre, Ezgiler Ezgisi, Süleyman’ın bestelediği bir evlilik ezgisidir. Gelin ve damat birbirlerine aşk sözleri söyler. Bazen de düğüne eşlik eden arkadaşlara yer verilir. Süleyman, daha derin bir anlatımda bulunmak için erkek ve kadın arasındaki aşkta daha arzulu kelimeler kullanır. Ezgiler Ezgisi, bir Hristiyanın Tanrı’yı tüm yüreğiyle, ruhuyla, aklıyla ve canıyla sevmenin ne anlama geldiğini ifade eder. Gelin, Tanrı Sözü için göksel bir aşkla yanan bireyin ruhunu temsil eder.
Daha Derin Bir Anlayış
Origen, Ezgiler Ezgisi’ndeki dil sorununun bölümle ilgili değil, okuyucuyla ilgili olduğunu söylemiştir. Origen, sadece bedensel ve dünyasal arzulardan kendini arındıran Hristiyanların Kutsal Yazılar’daki ruhani gizemi anlayabileceğine inanıyordu. Süleyman’ın Ezgisi, çocukları besleyen sütü değil, yetkin imanlılar için katı yiyeceği temsil eder. İmanda olgunlaşmayanlar Ezgiler Ezgisi’nin anlamını kavrayamaz. Çünkü bedensel düşünürler, sevginin dilini saflıkta ve iffetli kulaklarda nasıl işiteceklerini bilmez. Gözle görünmeyen şeylerle değil, duyu organlarıyla hissettikleri maddesel değerlerle ilgilenirler. Bu nedenle, ruhani anlamı keşfetmek için duyusal dilin ötesine geçemezler. Origen, ‘ruh ve gerçek’ olan Tanrı’yı yalnızca ruhsal düşünenlerin tanıyabileceği sonucuna varır.
Süleyman’ın Ezgisi, sevgilisinin gelmesini beklemekten yorulan gelinin, ‘‘Beni dudaklarıyla öptükçe öpsün! Çünkü aşkın şaraptan daha tatlı’’ sözleriyle başlar. Gelinin haykırışı, Tanrı Sözü’nü arzulayan imanlıların sesidir. Musa ve diğer peygamberler onu hazırladı ve eğitti. Ancak o daha fazlasını, yani Tanrı’yı yüz yüze görmeyi ister. Duayı işiten ve gelinin Sözü arzuladığını bilen Baba, Oğlu’nu gönderir. Gelin artık sevgilisiyle tek beden olmaya hazırdır. Çünkü mükemmel sevgiye ulaşılmıştır.
Kurtuluşun Hoş Kokusu
Damatın gelmesi üzerine gelin ona, ‘‘Sevgin şaraptan çok daha tatlı; esansının kokusu her türlü baharattan güzel’’ der. Origen bu ayette damadın Mesih için bir sembol olduğunu açıklar. Grekçe Mesih (Χριστός), yağla meshedilmiş anlamına gelir. Origen, gelinin Mezmur 45:7’de belirtilen yağı ima ettiğini açıklar: ‘‘Doğruluğu sever, kötülükten nefret edersin. Bunun için Tanrı, senin Tanrın, seni sevinç yağıyla arkadaşlarından daha çok meshetti.’’ Hoş kokuyu, Söz’ün Rab’bi sevenleri kutsallaştırma gücünün bir simgesi olarak görür. 2 Korintliler 2:14, Kilise’nin her yerde Mesih’in güzel kokusunu yaydığını söyler.
Tek beden olunmasıyla damadın vücudunu kaplayan hoş kokular, geline de geçer. Gelin nasıl kocasının güzel kokularına sahip oluyorsa, Mesih ile birleşen ruhlar da kutsallığa sahip olur. Günahın pis kokusu yerini erdemin ve doğruluğun güzel kokusuna bırakır. Pak olan kilise, Mesih’in kutsallığındaki hoş kokuya bürünür. Mesih ile birleşen kilise, Tanrı’nın suretinde O’nun benzeyişine sahip olur.
Origen, Süleyman’ın sevgi dilinin şaşırtıcı olduğunu kabul etmektedir. Ancak sembolik ifadelerdeki gerçek anlamın farkına varılmasını ister. Origen’e göre, kişisel erdem ve doğru yorumlama birbiriyle bir bütündür. Yorumcu, Kutsal Yazıların gerçek anlamını görebilmesi için erdem sahibi olmalıdır. Dünyasal arzular yerine Tanrı’yı seçen bir Hristiyan, Ezgiler Ezgisi’nde saklanan gerçeğin farkına varabilir. Yalnızca böyle bir dil, Tanrı’ya duyulan mükemmel sevginin yoğunluğunu ve Tanrı tarafından sevilme sevincini tanımlayabilir.
KAYNAKÇA: https://christianhistoryinstitute.org/magazine/article/too-racy-for-bible-study