845 kez okundu.
Tarihçilerin çoğu İsa Mesih’in varlığından şüphe etmez. Ateist bilginler ve Hristiyanlar, İsa’nın yaşamının gerçekliğini ve etkisini kabul eder. Ancak kökleri Orta Doğu’ya dayanan Yahudilik ve İslamiyet’te görüş ayrılıkları bulunuyor. İsa’nın ölümü en önemli andı. İncil, İsa’nın neden bu kadar çok acı çektiği ve öldüğü üzerine hangi öğretişlerde bulunuyor?
İslam, İsa’nın yaşadığını onaylar, ancak İsa’nın çarmıha gerilmediği öğretir. Örneğin Sünni bir Müslüman, ‘‘Müslümanlar, Allah’ın İsa Mesih’i çarmıha gerilmenin rezaletinden kurtardığına inanıyor’’ diyor. Bir başkası ise, ‘‘İsa’yı Hristiyanlardan daha çok onurlandırıyoruz.” diyor. Ancak bu Tanrı’nın onun çarmıhta ölmesine izin vereceğine inanmayı reddediyoruz’’ demektedir.
Kuran’da çarmıha gerilmenin (ve dirilişin) inkârı şu sözlerde ifade edilmektedir: ‘‘Bir de inkârlarından ve Meryem’e büyük bir iftira atmalarından ve ‘‘Biz Allah’ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük’’ demelerinden dolayı kalplerini mühürledik. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar. Fakat onlara öyle gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, bu konuda kesin bir şüphe içindedirler. O hususta hiçbir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesin olarak öldürmediler. Kitap ehlinden hiç kimse yoktur ki ölümünden önce, ona (İsa’ya) iman edecek olmasın. Kıyamet günü, o (İsa) onların aleyhine şahit olacaktır’’ (Nisa 157,159).
Tarihin Tanıklığı
Tarihi gerçeğe yakın olanlar, İsa’nın çarmıha gerilerek öldüğünü beyan etti. Bu tanıklar, Mesih’in ölümünü bildirmek için hiçbir nedeni olmayan tarihçilerdi. Örneğin, Romalı tarihçi Tacitus (M.S 55 doğumlu), Annales (15:44) adlı eserinde, imparator Nero’nun Roma’daki büyük yangın için Hristiyanları suçladığını belirtti. Tacitus, kimsenin itiraz etmediği şu gerçeğe değindi: ‘‘İsa, Pontius Pilatus’un emriyle çarmıha gerildi. Tüm insani çabalar, imparatorun emri ve tanrıların yalvarışları, yangın hakkındaki inancı ortadan kaldırmadı. Sonuç olarak, Nero, Hristiyanlar olarak adlandırılan ve inançları nedeniyle nefret edilen bir topluluğa yoğun işkence uyguladı. İsa adlı kişi, Tiberius’un imparatorluğu sırasında Pontius Pilatus tarafından ağır cezaya maruz kaldı. O ana dek kontrol edilebilen inanç, yalnızca Yahudiye’ de değil, Roma’da bile yayılmaya başladı.’’ İsa’nın çarmıha gerilmesi, birinci yüzyılın ikinci yarısında yaygın ve tartışmasız bir bilgiydi. Bu konuda herhangi bir soru olsaydı, Hristiyanların vaaz verdiği her yerde tartışılırdı. Ama böyle bir şey yaşanmadı. Çarmıha gerilerek öldüğü gerçeği sorgulanmadı.Görgü Tanıkları ve İnkârın Yokluğu
İsa’nın ölümü bir efsaneyse, bir gecede yaratılması gerekiyordu. Çünkü haftalar içinde Hristiyanlar Mesih’in acılarını ve ölümünün kurtarıcı gücünü vaaz etmeye başlamıştı. Daha da önemlisi, Yeruşalim’de vaaz ediliyordu. Yahudi liderlere göre, bu yeni din, İsa’nın kendisinin Tanrı’nın Oğlu olduğunu iddia ettiği için, küfürdü (Mar.14:61-64). Yahudiler şu karşılığı verdiler: ‘‘Bizim bir yasamız var, bu yasaya göre O’nun ölmesi gerekir. Çünkü kendisinin Tanrı Oğlu olduğunu ileri sürüyor’’ (Yu. 19:7). Hristiyanlar inançlarını İsa’nın yargılandığı, mahkûm edildiği, idam edildiği ve ölümden dirildiği gerçeğine dayandırdı. Eğer İsa gerçekten ölmeseydi bu inanca karşı çıkan binlerce kişi, bunun yanlış olduğunu kanıtlayabilirdi. Vali Pilatus’a, Kral Hirodes’e, Yahudi Konseyi’ne, askerlere veya diğer tanıklara giderek kanıtlayabilirlerdi. Ama kimse bunu yapamadı. Yeruşalim’deki herkes İsa’nın çarmıha gerildiğini biliyordu ve birçokları onun ölümünü izlemişti. İsa’nın ölümden dirilişi tartışılmıştı, ancak çarmıha gerilişi değil. İlk Hristiyanlar, İsa’nın ölümü ve dirilişi hakkındaki iddiaları doğrulamada görgü tanıklarının oldukça önemli olduğunun farkındaydı. Elçi Pavlus şöyle dedi: ‘‘Kutsal Yazılar uyarınca Mesih günahlarımıza karşılık öldü, gömüldü ve Kutsal Yazılar uyarınca üçüncü gün ölümden dirildi. Kefas’a, sonra Onikiler’e göründü. Daha sonra da beş yüzden çok kardeşe aynı anda göründü. Bunların çoğu hâlâ yaşıyor, bazılarıysa öldüler.’’ (1. Ko.15:3-6). Pavlus neden ‘çoğu hâlâ yaşıyor’ demiştir? Çünkü iddialarının teste tabi tutulmasından korkmuyordu. Görgü tanıkları tarafından doğrulanabileceklerini biliyordu. Yani Hristiyanlık, görgü tanıkları aksini ispatlayabilecekken hızla yayılmaya devam etti. Üstelik neden bir grup Yahudi (ilk Hristiyanların tümü doğuştan Yahudiydi) Mesih’in ölümünü uydursun? Hristiyanların çarmıha gerilmiş bir Mesih hikâyesini yaratmaktan kazanacakları hiçbir şey yoktu. Aksine çarmıha gerilme hikâyesi, Hristiyanlığın yayılmasını engelleyebilirdi. Çünkü çarmıha gerilme, hor görülen suçlular için ayrılmış bir işkence ve infaz biçimiydi. Tanrı’nın Oğlu İsa Mesih’in bu şekilde ölmesi, birçokları için gülünç bir durumdu. Kutsal Yazılar şöyle der: ‘‘Ama biz çarmıha gerilmiş Mesih’i duyuruyoruz. Yahudiler bunu yüzkarası, öteki uluslar da saçmalık sayarlar’’ (1. Ko. 1:23). Çarmıha gerilmiş bir Mesih hikâyesi, Hristiyanların yararına değildi. Yaşamlarını ve hizmetlerini güçleştirdi.21. Yüzyılın Kritik Meselesi
Müslümanların, İsa’nın asla çarmıha gerilmediğini ve ilk Hristiyanların yanıldığını iddia etmesi, tüm tarihsel ve sezgisel kanıtlara aykırıdır. Hristiyanlar ve Müslümanlar arasındaki temel fark, her şeyden önce Allah’ın kimliği değil, İsa Mesih’in ölümünün gerçeği ve anlamıdır. Bu, İsa’yı 21. yüzyılda tartışmalı bir konu haline getiriyor. En kritik konu, İslamiyet’in ve Yahudiliğin tek tanrılı inanca sahip olması değildir. Hristiyanlık dışında başka herhangi bir inanç İsa Mesih’in acısına ve ölümüne değiniyor mu? Kesinlikle hayır. Sadece Hristiyanlar, çarmıha gerilmiş, ölümden dirilmiş ve sonsuzluklar boyunca hüküm süren Tanrı’ya inanır. Diğer tüm inançlar, İsa Mesih’in eşsiz kurtarıcılığını reddeder. 21. yüzyılın kritik konusu budur: İsa Mesih öldüğünde insanla Tanrı arasında ne oldu?İsa’nın Tutkusu
Hristiyanların hüküm giymiş ve çarmıha gerilmiş bir suçluya inandıkları için işkence görmeye istekli olmaları Roma dünyası için şaşırtıcıydı. Bu, bir intihar demektir. Stephen Neil, ‘History of Christian Missions’ adlı kitabında şöyle der: ‘‘Roma İmparatorluğu altındaki Hıristiyanların yasal olarak var olma hakkı yoktu ve en katı kurallarına uymakla yükümlüydü. Hristiyanlar, bir gün inancına hayatı pahasına tanıklık etmek zorunda kalacağını biliyordu.’’ Bütün bunlar, İsa Mesih’in çarmıha gerilmesinin ve dirilişinin dünya tarihindeki en önemli olay olduğuna inandıkları içindi. Hristiyanlar mesajlarında oldukça açıktı. Bugün gerçek Mesih’i tanımak istiyorsanız İncil’i okuyun. Farklı niyetlerle çarmıha gerilmiş İsa’yı vaaz edenler, Müjde’den köklerini koparmışlardır. İsa, ‘‘Ardımdan gelmek isteyen kendini inkâr etsin, her gün çarmıhını yüklenip beni izlesin’’ dedi (Luka 9:23). İlk kilise, çarmıha gerilmenin sadece İsa Mesih’in deneyimi olmadığını, aynı zamanda kurban olma arzusuna kişisel bir çağrı olduğunu biliyordu. KAYNAKÇA: https://www.desiringgod.org/articles/the-great-offense-was-jesus-really-crucifiedAuthor
-
John Piper is founder and teacher of desiringGod.org and chancellor of Bethlehem College & Seminary. For 33 years, he served as pastor of Bethlehem Baptist Church, Minneapolis, Minnesota. He is author of more than 50 books, including Desiring God: Meditations of a Christian Hedonist and most recently What Is Saving Faith?
View all posts