Bu mektup muhtemelen Hıristiyanlığın İncil’den sonraki ilk savunmasıdır.[1] Mektubun yazarı bilinmemektedir; mektupta geçen Grekçe sözcük mathetes özel ad değildir, “öğrenci” (“Elçilerin öğrencisi” olarak çevirisi yapılmıştır) anlamındadır. Mektubun Justinus’a ait olduğu düşünülmüş, ancak bu savı destekleyen inandırıcı bir delil bulunamamıştır.[2]
Alıcısı da kesin olarak bilinmemektedir. Roma İmparatoru Markus Aurelius’un Diyognetus adlı bir eğitmeni vardı, ama büyük ihtimalle mektup bu kişiye de yazılmamıştı. Tahminlere göre bu güzel mektup, İskenderiye (Mısır) Roma vekili Claudius Diogenes’e hitap ediyordu.[3] Yazar mektubunda, hitap ettiği kişiyi isabetli ve dikkatli soruları ve hevesinden ötürü övmekteydi.[4]
Hıristiyan tanrıbilimci ve İngiliz kilise lideri J.B. Lightfoot, mektubun 150 yılında yazıldığını öne sürmüştür ama tarihi bu kadar kesin verebilmek pek gerçekçi olmaz.[5] Bütün veriler değerlendirildiğinde, 130-200 yılları arasında yazıldığını söylemek daha uygundur.[6]
Bu mektubun 12 bölümü vardır ancak yazma stiline nazaran son iki bölümü daha sonra eklenmiştir. Lightfoot’un tahminine göre bu son kısmın yazarı muhtemelen İskenderiyeli Clement’in öğretmeni Pantaenus’tur (ö. yaklaşık 200).[7][8]
Ayrıca Lightfoot’a göre stili ve içeriğinden dolayı bu mektup, ilk Hıristiyan savunmalarının en yüce, en muhteşem örneklerinden biridir.[9] Çünkü bu yazı Hıristiyan dünya görüşünü, yaşantısını ve ahlâkını çok çarpıcı ve düşündürücü bir şekilde açıklar ve görüldüğü üzere içerik açısından İncil’e son derece sadıktır.
Aşağıda verilen alıntı, mektubun 5. ve 6. bölümlerinin tamamıdır.
Hıristiyanlar, ne yerleşim alanı, ne dil, ne de yaşam alışkanlıkları ile diğer insanlardan ayrılmazlar. Nitekim, özel kentlerde yaşamıyorlar, acayip bir dil kullanmıyorlar, kendilerine özgü bir yaşam şekli sürdürmüyorlar. Öğretileri, yenilikleri seven insanlar tarafından derin düşünce ve araştırma yolu ile keşfedilmemiştir. Bazıları gibi de insanın türettiği felsefenin savunucusu değillerdir.[10] Yunan veya barbar kentlerde, rastgele otururlar ve giysilerinde, gıdalarında ve yaşamlarında o yerin törelerini izlerler; fakat amaçları şahane ve herkesin kabullendiği görüşle inanılmaz bir yaşam şeklidir.[11] Kendi vatanlarında otururlar; ama yabancılar gibi; yasalara bağlı vatandaşların tüm faaliyetlerine katılır, tüm zorunlukları kabul ederler;[12] fakat geçici konuklar gibi. Her yabancı ülke vatanlarıdır ve her vatan onlar için yabancı bir ülkedir.[13] Diğerleri gibi evlenirler; fakat çocuklarını sokağa atmazlar. Sofralarını paylaşırlar, yatakları değil.[14]
Vücutlarında yaşarlar, oysa vücutlarına göre değil.[15] Yaşamlarını yeryüzünde sürdürürler, oysa uyrukları gökyüzüne aittir.[16] Yasalara itaat ederler, yaşam şekilleri ise yasalardan üstündür.[17] Herkesi severler ve herkesin zulmüne uğrarlar.[18] Tanınmazlar fakat yargılanırlar.[19] Ölüme gönderilirler ve böylece yaşamı alırlar.[20] Yoksuldurlar, fakat birçoklarını zengin ederler.[21] Hey şeyden yoksundurlar, her şeyi fazlasıyla bulurlar.[22] Hor görülürler ve bunda şanlarını elde ederler.[23] Ünleri saldırıya uğrar ve bu ara adaletleri vurgulanır.[24]
Hakarete uğrarlar, kendileri ise takdis ederler, onlara namussuzca davranılır, karşılığında saygı gösterirler.[25] İyilik yapmalarına rağmen suçlu gibi cezalandırılırlar ve cezalandırıldıklarında yaşamı elde etmiş gibi mutlu olurlar.[26] Yahudiler onlarla savaşırlar, yabancıymış gibi ve putperestler onlara eziyet ederler.[27] Oysa onlardan nefret edenler, bu düşmanlıklarının nedenini açıklayamıyorlar.
Tek bir ifade ile vücutta ruh ne ise dünyada Hıristiyanlar aynı şeydir.[28] Ruh, vücudun her uzvunda bulunur ve Hıristiyanlar dünyanın her kentine dağılmış haldeler. Ruh vücutta konaklıyor; oysa vücuttan türemiyor. Hıristiyanlar da bu dünyada konaklıyorlar, fakat bu dünyaya ait değiller.[29] Görünmeyen ruh, görünen vücudun içine kapatıldığı gibi Hıristiyanlar da görünürde dünyada yaşamaktalar; oysa ki, Tanrı’ya gerçek tapınmaları görünmezdir.[30]
Hiçbir haksızlığa hedef olmamasına karşın vücut nefretle saldırıp, ruha savaş ilan etmektedir.[31] Çünkü ruh duyumsal zevklerden haz duymasını engelliyor; aynı şekilde dünya, onlardan hiçbir hakaret görmemesine karşın salt kötülüğe karşı geldikleri için Hıristiyanlardan nefret etmektedir.[32]
Nasıl ki ruh nefret konusu olmakla birlikte vücudu ve uzuvları seviyorsa, aynı şekilde Hıristiyanlar onlardan nefret edenleri severler.[33] Ruh vücudun içine kapatılmıştır; oysa o bu vücudu desteklemektedir. Hıristiyanlar da bir hapis örneği, dünyanın içine tutukludurlar;[34] oysa ki, dünyayı taşıyan onlardır.[35] Nasıl ki ölümsüz ruh ölümlü bir çadırda yaşıyorsa, aynı şekilde Hıristiyanlar bozulabilen şeyler arasında yolcular gibidirler ve gökyüzünün bozulmazlığını beklemekteler.[36]
Gıdalarda ve içkilerde eziyet gören ruh, daha iyi olur.[37] Eziyetlerle karşılaşan Hıristiyanlar da her geçen gün çoğalırlar.[38] Tanrı onları öylesine soylu bir yere yerleştirdi ki, orayı terketmeleri uygun düşmez.[39]
-
[1] “Epistle to Diognetus”, <http://en.wikipedia.org/wiki/Epistle_to_Diognetus> [6 Ağustos 2008].
-
[2] J.B. Lightfoot, The Apostolic Fathers (London: Macmillan, 1893), s. 487.
-
[3] “Epistle to Diognetus”.
-
[4] Lightfoot, s. 503. Orijinali şöyle: “Since I see, most excellent Diognetus, that thou art exceedingly anxious to understand the religion of the Christians, and that thy enquiries respecting them are distinctly and carefully made…”
-
[5] A.g.e., s. 488.
-
[6] “Epistle of Mathetes to Diognetus”, <http://www.earlychristianwritings.com/diognetus.html>[7 Ağustos 2008].
-
[7] A.g.e., s. 488-489.
-
[8] “Pantaenus”, <http://en.wikipedia.org/wiki/Pantaenus> [7 Ağustos 2008].
-
[9] A.g.e., 488. Orijinali şöyle: “…it is one of the noblest and most impressive early Christian apologies in style and treatment.”
-
[10] Örneğin, Kol. 2:8.
-
[11] Örneğin, Mat. 5:16 ve Rom. 12:17.
-
[12] Örneğin, Mar. 12:17 ve Rom. 13:1-7.
-
[13] Örneğin, 1Pe. 1:1, 2:11 ve İbr. 13:14.
-
[14] Örneğin, Rom. 12:13 ve 1Se. 4:3-8.
-
[15] Örneğin,Rom. 8:3-13.
-
[16] Örneğin, Flp. 3:20.
-
[17] Örneğin, Rom. 13:1 ve 1Pe. 2:13-15.
-
[18] Örneğin, Mat. 5:44, Yu. 15:18-20, Rom. 12:14 ve 1Pe. 4:12-14.
-
[19] Örneğin, Pavlus öyle yargılandı (Elç. 23:6, 24:21 ve 26:6).
-
[20] Örneğin, Rom. 6:4, 8:36 ve İbr. 11:35-38.
-
[21] Örneğin, 2Ko. 6:10, Yak. 2:5 ve İbr. 11:37.
-
[22] Örneğin, 1 Ko. 1:5, 2Ko. 8:9, Ef. 1:7,18 ve Kol. 1:27, 2:2.
-
[23] Örneğin, Luk. 6:35 ve İbr. 13:13-14.
-
[24] Örneğin, Mat. 5:11-12.
-
[25] Örneğin, Luk. 6:28, 1Ko. 4:12, 1Se. 5:15 ve 1Pe. 2:17, 3:9.
-
[26] Örneğin, Elç. 5:41, 2Ko. 12:10, Gal. 6:10, 2Se. 3:13, İbr. 3:16 ve 1Pe. 3:13-14, 4:14-19.
-
[27] Örneğin, Elç. 9:23-24, 13:45, 14:2, 17:13, 18:6, 12, 20:19, 21:27, 25:2, 7, 2Ko. 11:24, 1Se. 2:14-15.
-
[28] Örneğin, Mat. 5:14-16.
-
[29] Örneğin, Yu. 17:16 ve 1Yu. 2:15-16.
-
[30] Örneğin, Mat. 6:3-6, 16-18 ve Yu. 4:23-24.
-
[31] Örneğin, Yu. 3:6 ve Gal. 5:17.
-
[32] Örneğin, Yu. 15:18-20, Rom. 12:9, 1Ko. 14:20, 1Se. 5:22 ve 2Ti. 2:19.
-
[33] Örneğin, Luk. 6:27,35.
-
[34] Örneğin, Yu. 16:33.
-
[35] Örneğin, Mar. 13:20.
-
[36] Örneğin, 1Ko. 15:50-58 ve 2Ko. 5:1-4.
-
[37] Örneğin, 1Ti. 4:8.
-
[38] Örneğin, Elç. 4:1-4, 11:19-21.
-
[39] Kilise Babaları ve Yazarlarından Alıntılar (İstanbul: Sent Antuan Kilisesi/Kaya, 1997), s. 70-71.
KAYNAKÇA: https://www.e-manetdergi.org/tr/dergi/nisan-haziran-2009/makale/diyognetusa-mektup-giris-ve-alinti