M.S 111-113 yılları arasında Küçük Asya’nın kuzeyinde yer alan Bitinya’nın valisi olan Plinius, Hristiyanlarla ilk kez karşılaştı. Ancak Hristiyanlara nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. Bu yüzde İmparator Trajan’a mektup yazarak kendisine yol göstermesini istedi. Yazıda Trajan’ın kısa ve özlü cevabı yer almaktadır.
Yazı, Roma İmparatorluğu’nun kiliseye karşı tutumunu ve politikasını gösteren en eski kaynaktır. Ayrıca Plinius, Hristiyanların tapınma şekilleri hakkında bilgiler vererek tarihçilere yardımcı olmaktadır. Yazıda erken kilise döneminde Hristiyanların yetkililer tarafından nasıl karşılandığı anlatılmaktadır.
Plinius’tan İmparator Trajan’a
Efendim, emin olmadığım konuları her zaman size danışırım. Çünkü kim daha iyi yol gösterebilir ki? Daha önce Hristiyanların yargılanma törenlerine katılmadım. Bundan dolayı suçların nasıl cezalandırılacağını bilmiyorum. Yaş konusunda herhangi bir ayrım yapılıp yapılmaması konusunda tereddüt yaşadım. Ayrıca Hristiyan olduğu için ihbar edilenler konusunda şu yöntemi izledim: Öncelikle onları Hristiyan olup olmadıklarına dair sorguya çektim; devam eden süreçte ölümle tehdit ettim ve inançlarına bağlı kalanların öldürülmesini emrettim. Çünkü inançlarından ziyade inatçılığın mutlaka cezalandırılması gerektiğini düşündüm. Aynı inata sahip başkaları da vardı. Roma vatandaşı oldukları için Roma’ya nakledilmelerini emrettim. Kısa süre içinde suçlamalar yayıldı ve birçok olay yaşandı. Çok sayıda kişinin yer aldığı isimsiz bir belge yayımlandı. Hristiyan olduklarını inkar edenler, bizler tarafından getirilen tanrılara tapındılar ve İsa’ya hakaret ettiler. Gerçekten Hristiyan olan birinin yapamayacağı şekilde İsa’ya küfür ettiler. Muhbirin açıkladığı bazıları ise Hristiyan olduğunu belirtti. Ancak sonra İsa’yı inkar ettiler. Bazıları yıllar önce Hristiyan olduklarını, ancak artık iman etmediklerini iddia etti. Tümü tanrılara tapındı ve İsa’yı lanetledi.
Suçlarının sadece sabahın erken saatlerinde ve belirli günlerde bir araya gelmek ve İsa’ya tapınarak ilahi söylemek olduğunu iddia ettiler. Tapınmaları bittiğinde yiyeceklerini paylaşırlardı. Fermanımdan sonra bunları yapmayı bıraktıklarını söylediler. İki kadın köleye işkence uygulayarak gerçeği öğrenmenin gerekli olduğunu düşündüm. Ancak gördüğüm tek şey, batıl bir inançtı. Bu nedenle araştırmayı bırakıp size danışmak istedim. Her yaştan ve mevkiden insanlar tehlike altında. Çünkü iddiaları sadece şehirlere değil, köylere ve çiftliklere de sıçradı. Ancak kontrol edilebilir. Kuşkusuz tapınakların neredeyse terk edilmiş olduğu, ancak yeniden ziyaret edilmeye başlandığı ve uzun süredir ihmal edilen dini ritüellerin tekrar yapılmakta olduğu oldukça açıktır. Bu nedenle tövbe fırsatının insanları yanlıştan döndüreceğini düşünüyorum.
Trajan’dan Plinius’a
Sevgili Plinius, Hristiyan olarak tanımlanan kişilerin vakalarını incelerken doğru yöntem izledin. Çünkü böyle durumlarda genel bir kural koymak mümkün değildir. İhbar edildiklerinde suçlu oldukları kanıtlanırsa, cezalandırılmalıdırlar. Ancak Hristiyan olduğunu inkar eden ve gerçekten bunu kanıtlayan kişi, tövbe aracılığıyla bağışlanabilir. Ancak isimsiz olarak gönderilen suçlamalar kabul edilmemelidir. Çünkü bu tehlikeli bir örnektir ve çağımızın ruhuna aykırıdır.
KAYNAKÇA: https://christianhistoryinstitute.org/study/module/pliny