Hristiyanlar, tanrılara kurban vermek gibi putperest uygulamaları reddetmesi nedeniyle Roma İmparatorluğu’ndaki halk ve yöneticiler tarafından nefret ediliyordu. İnancını inkar etmeyi reddeden Hristiyanlar, ölüm cezalarına maruz kaldı. İsa’nın öğrencilerinden birçoğu inançları uğruna yaşamını feda etti.
MS 160 civarında İzmir (Symrna) Kilisesi’nin piskoposu Polikarp şehit edildi. Yaşam öyküsü, görgü tanıklarının bölgedeki diğer kiliselere yazdığı bir mektupta ele alınmıştır. Bu, Yeni Antlaşma dışındaki bir şehitliğin en eski tarihçesidir. En az 86 yaşında olan Polikarp, muhtemelen havarileri tanıyan son kişiydi. Yuhanna’nın öğrencisiydi. Öğretmen ve kilise lideri olarak büyük saygı görmesinin bir nedeni de buydu. Mektubun ilginç bir özelliği, yazarın Polikarp’ın ölümünü İsa’nın ölümüne benzer olduğunu düşünmesidir. Mektupta, Polikarp’ın yaşam öyküsü ile İsa’nın ölüm hikâyesi arasında benzerlikleri görebiliriz.
1. Smyrna’ya Giriş
Kardeşler, başta Polikarp olmak üzere size şehitlerin hikayesini yazmak istiyoruz. Yaşananlar Müjde’de gördüğümüz olaylara benzerlik göstermektedir. Tıpkı Rab İsa gibi, başkalarının ihtiyaçlarını gözeterek kendisine ihanet edecek olanı bekledi. Gerçek sevgi, kişinin kendi kurtuluşunu değil, tüm kardeşlerinin kurtuluşunu arzulamayı gerektirir.
2. İlk Şehitler
Tanrı’nın gerçekleşmesine izin verdiği tüm şehitlikler kutsal ve görkemlidir. Onların şerefine, sabrına ve Rablerine olan sevgisine kim hayran kalmaz? Bedenleri parçalandı, ancak tüm acılara sabırla dayandılar. Yaşananları görenler bile gözyaşlarına hakim olamadı. Cesaretleriyle seslerini bile çıkarmadılar, Rab’bin kendileriyle birlikte olduklarını ispatladılar. Mesih’in lütfunun yardımıyla acı çektiler, sonsuz azaptan kurtularak tüm zulümlere maruz kaldılar. Cellatların ateşi, onları etkilemedi. Çünkü kimsenin işitemediği, göremediği ve insan yüreğinin kavrayamadığı şeylere gözlerini diktiler. Artık bedene ait değillerdi. Vahşi hayvanların önüne atılanlar korkunç işkencelere dayandı. Bazıları sivri uçlu yataklara yatırıldı. Şeytan’ın onları Mesih’i inkar ettirme çabasıyla her türlü eziyete maruz kaldılar.
3. Germanicus’un Ölümü
Tanrı’ya şükürler olsun ki, Şeytan her denemesinde başarısız oldu. Kahraman Germanicus, güçsüzleri cesaretlendirdi, vahşi hayvanlarla cesurca savaştı. Valinin kendisini ikna etme çabalarına karşı vahşi hayvanları üzerine çekti. Bunu gören seyirciler, ‘‘Kahrolsun inançsızlar! (Roma tanrılarına inanmayanlar) Polikarp’ı alın’’ diye bağırdı.
4. Gönüllü şehitliği neden teşvik etmiyoruz?
Frigyalı Quintus, bazı imanlılarla birlikte gönüllü olarak şehitliğe razı olduğunda, Vali onları Roma tanrıları adına yemin etmeye ve kurban kesmeye ikna etti. Bundan dolayı, İncil’de yeri olmayan bir öğreti olan gönüllü şehitliği onaylamıyoruz.
5. Polikarp’ın Rüyası
Polikarp yaşananlar karşısında üzülmedi, kentte kalmaya istekliydi ancak ayrılmaya ikna edildi. Yakınlardaki bir kardeşinin evine gitti ve bütün zamanını tüm insanlar ve kiliseler için dua ederek geçirdi. Tutuklanmadan üç gün önce dua ederken başının altındaki yastığın yandığını gördü. Yanındakilere, ‘‘Ben diri diri yakılacağım’’ dedi.
6. İhanet
Polikarp’ı yakalamak isteyenler giderek yaklaşıyordu. Bundan dolayı başka bir eve yerleşti. Onu takip ettiler, kendisini bulamayanlar iki genci yakaladı ve yerini söylemeleri için işkence etti. Polikarp’ı arenaya götürmek için sabırsızlanıyorlardı. Öyle ki Mesih’in acılarını paylaşabilsin. Ona ihanet edenler Yahuda gibi cezalandırılacaktı.
7. Tutuklandı
Askerler Cuma günü akşam yemeğinde genç bir adamla birlikte sanki bir haydutmuş gibi silahlarıyla geldiler. O akşam onu bir kulübenin üst katında yatarken buldular. Kaçmayı reddetti. Geldiklerini duyunca aşağı indi ve onlarla konuştu. Yaşına ve sabrına hayran kaldılar. Bazıları, ‘‘Böyle bir adamı yakalamak için neden bu kadar zahmete girdik?’’ diye sordu. Onlara yiyecek ve içecek ikram etti. Ardından bir saat dua etmelerini istedi. Kabul ettiler, Polikarp Tanrı’nın lütfuyla dua etmeye devam etti. Kendisini tutuklamaya gelenler, karşılarında böyle dindar ve saygıdeğer bir yaşlı adamı görünce pişman oldu.
8. Kente Giriş
Duasını bitirince Polikarp’ı bir eşeğe bindirip kente götürdüler.
9. Polikarp, İsa’yı Reddetmedi
Arenaya gelen Polikarp, göklerden ‘‘Güçlü ol’’ diyen Rab’bin sesini işitti. Konuşanı kimse göremedi, ancak oradakilerin hepsi sesi duydu. Kalabalık, Polikarp’ın yakalandığını duyunca kargaşa çıktı. Vali ona Polikarp olup olmadığını sordu. Polikarp olduğunu söylemesi üzerine, ‘‘Yaşının hürmetine Sezar’ın üzerine yemin et. Tövbe et, İsa’yı reddet. Seni hemen serbest bırakayım’’ dedi.
Polikarp, ‘‘86 yıl boyunca O’na hizmet ettim. Hiçbir yanlışını görmedim. Şimdi Kralımı ve Kurtarıcımı nasıl inkar ederim’’ dedi.
10. İnkar Ettirme Girişimleri
Vali, ‘‘Vahşi hayvanlarım var. İsa’yı inkar etmezsen seni onlara atacağım” dedi. Polikarp, ‘‘İnancımı inkar edip, kötülüğe yönelmem düşünülemez. Sen beni bir saat yanan ve ardından sönen ateşle tehdit ediyorsun, ancak kötüler için ayrılmış olan sonsuz azabın ateşini bilmiyorsun. Ne bekliyorsun? Dilediğini yap’’ diye karşılık verdi.
11. Ateş Hazırlanıyor
Kalabalık, ateşin yanması için odun parçaları getirdi. Ateş yığını hazırlandığında Polikarp kıyafetlerini çıkardı, kemerini çözdü ve sandaletlerini çıkarmaya çalıştı. Onu bağlamaya gittiklerinde, ‘‘Beni olduğum gibi bırakın. Bana ateşe karşı dayanma gücü veren, sizin yardımınız olmadan mücadele etmeme yardım eder’’ dedi.
12. Polikarp Dua Ediyor
Tanrı’ya makbul bir yakmalık sunu olmaya hazır olan Polikarp, gözlerini göğe kaldırarak, ‘‘Ey her şeye gücü yeten Rab Tanrı, İsa Mesih’in Babası, meleklerin, tüm güçlerin ve her yaratığın Tanrısı, beni şehitlerin arasında kabul ettiğin, Mesih’in kâsesini ve sonsuz yaşamı sunduğun için şükrediyorum. Tanrı’ya makbul bir kurban olarak kabul edileyim. Tüm bunlar için seni övüyorum ve Oğlun İsa Mesih ile birlikte seni yüceltiyorum. Kutsal Ruh aracılığıyla adına sonsuza dek yücelik olsun’’ dedi.
13. Mucize
Sonra ateş yakıldı. Buna tanık olma ayrıcalığına sahip olan bizler, büyük bir mucize gördük. Rüzgarın etkisiyle alevler Polikarp’ın bedeni etrafında bir daire oluşturmuştu. Ardından tütsü ya da bazı değerli baharatları andıran hoş bir koku aldık.
14. Polikarp’ın Ölümü
Bedeninin ateşle yok olmayacağını gören cellatlar, hançerle saldırdı. Bedeninin delinmesiyle o an bir güvercin uçtu, kanının akmasıyla ateş söndü. Kalabalık, inançsızlarla Tanrı tarafından seçilmiş olanlar arasındaki farka hayret etti. Çünkü Polikarp’ın her sözü gerçekleşmişti.
15. Bedenini Teslim Etmek İstemediler
Kötü olan, şehit olmasının, kusursuz yaşamının ve ölümsüzlük tacını giymesinin yüceliğini görünce, onu anmamıza veya bedenini almamıza engel olmak için her şeyi yaptı. ‘Çarmıha gerilmiş olana tapmaktan vazgeçip buna tapmaya başlayabilirler’ diye düşündüler. Oysa, dünyanın kurtuluşu için acı çeken Mesih’i terk etmemizin veya başka birine tapmamızın imkansız olduğunu anlamadılar.
16. Anma
Yüzbaşı, cesedi aldı ve herkesin önünde yaktı. Ardından mücevherlerden daha değerli ve altından daha saf olan kemiklerini topladık. Rab’bin izniyle şehit oluşunu her yıl sevinç içinde anacağız.
17. Polikarp’ın Ödülü
Bu, Smyrna’daki on ikinci şehit olan Polikarp’ın hikayesidir. Yaşamı tüm insanlar için eşsizdir, putperestler tarafından bile hatırlanmaktadır. O sadece bir öğretmen değil, aynı zamanda İsa Mesih’e benzer şekilde ölümü göze alan bir şehittir. Ölümsüzlük tacına sahip olan Polikarp, tüm havarilerle ve doğru kişilerle birlikte, Baba Tanrı’yı sevinçle yüceltiyor ve Rabbimiz İsa Mesih’i övüyor.
KAYNAKÇA: https://christianhistoryinstitute.org/study/module/polycarp